Umut atlarıne yazık ki ölmeyi biliyoruz aşktan oysa yaşatmak olmalıydı sevda ölmeye yüz tutmuş her şeyi. bir kedi bile olsa unutulan karanlık gecelerde bırakılmış tutup sıcacık patilerinden kaldırılmalıydı ayağa sabahlarımız düşlerimizi vurdular kardeş ekim mevsimindeyiz yeniden söküp attıkça dallarımızı adı konulmamış fırtınalar yıkık ağaç gövdelerinden fışkıran sürgünler gibi yemyeşil bakmalıydık güneşe bodurlaşırken ekinlerimiz büyümesi beklenirken bir savaş halindeyiz sanki seslerimiz çalınmış bütün açmış güllerimiz tutsak üzgün, durmadan yıkılıp örülen duvarlardaki resimlerimiz hüznü öğrenmiş düşlerimiz bile gülümsemiyor artık ne yazık ki susmayı öğrettiler kardeş! az az katılıyor yemeğimize zehir beş kuruşluk çöküşler halinde hayata dönükken yüzümüz ölümle hemhal oluyor bombalardan daha çok patlamak üzere dürülüyor defterimiz! geride mi kalıyor bizden büyük hayatlarımız çocuk kalplerde ezik hayaller gökyüzünde her gece çoğalan yıldızlar önümüze serilen özgür zaman bir yıldız arıyoruz sevgiden elinde asası dostluk, kardeşlik hüzün atlarını sevda kovup gidiyor ayak sesleri çarpıyor yüreğimizde pıt pıt yaşamak bugündür diyor dört nala koşan umut atları! 15. 5. 2013 / Nazik Gülünay |
umutla bitmeli şiirler
derdim
sağ olasınız
sevmenin tam da orasındayız
bakış
tebessüm değil
sevgi de koymalı gökkuşağına
sağ olasın