Lebbêyk Ey Şems!
Selâmün Kavlen Min Rabb’in Rahim
Ne ben goncayım, ne de sen çınar bir âlim Sâhi boşverelim aşk-ı meşki, hicvi, zifri Yaş kemâle ersede, hatıralar ve geçmiş zalim. Sana özendi mihr, sana üryandır mâh Gönül; avâre, divâne.. simâmızda bin âh Sükût eder miyiz lehçemizden, asırlarca? Etme dost, iştiyak oldum, zaâtın ile kaplı dimağ. Pusulam diyârının şevkine meftun Kâh mirada ab-ım kâh sahrada keyf kum Ey Huy! Çık içimden parçalama derimi Didârımın kırışıklığını ne Hint yok eder ne Hun. Lebbeyk Ya Dost, Lebbeyk! Lebbeyk Ey Şems, Lebbeyk! Tevâzu edebilirim; satırlarca, içim kanlı gömü Can seninle çıkmak ister, defalarca tekrar ölüp Sönüp yok olma ufkumda, o vakit ki; donarım Sana koşarım, nârlığında.. elimde sade bir körük. Ne kadar yaşlansak da ezberimize kuvvet Satır satır hatm ettim varlığını, yok başka ümmet. Bir okunuşta tamamlasan dahi yeter beni, Ey dost! Dilde zikir ol, o vakit nedir ki külfet? Ben bir şairim, yorulmaz elim yazar durur Her dem iç göz damlalarımı, oruç başına vurur Şükür Rabbenâ, nefislerce Elhamdûlillâh Gözümü aydınlattığın nur fersahlarca huzur. Ey yarenliğin bin bir reca’lı havf hali Ey yanında tüm renklerin tutuştuğu,yel, salim Ey donarken yandığım, yanarken tutuştuğum Bunca nidâ alâ ise e mâdem kal bari? Nefes af çeker iken Mevlâ’ya, bir olalım? Bunca cüheyla var iken gönül ister mir olanı Kir olalım tüm günahların üzerine ak’lığımızla Semâ saçar üzerine bereketi; aklı pir olanın. Ahir zamân da aşk; üflemek neyi, dokunmak def’e Hû soluyup düm tek etmeliyiz tabutta son dem, gönül kefe. İlmeklerce bağlıyım avuç içlerinden müjganlarına Kabul eder mi bu bâki dostluğu ipekten bir kefen? |