Edep Ya Hu
Gönül dem vuruyor, edep yahu!
O sesi ne kemençe dindirir ne kânun Sen dilruba’sın sen dile kumar Bir kandilin alevindeydin lakin az evvel yağdı yağmur. (söndün) Bulutlar bereket saçar, ağladıkça Ağladık can, lakin mâh’ız olamadık tan Sen yaralısın kezâ ben ve parmaklarımda öyle Bir sen damlıyor gözlerimden, parmaklarımdan bin kan. Kar’a ilkbaharsın, Şems’e sonbahar Tezâtız belki günahkar, lakin Yaradan Kahhâr Başım gövdemde, aklım senin diyarında Tutuştum, uzak dur, canın yanar, yansımam har. Yusufun düştüğü kuyunun dibindeyim, kurtar Tabiat hıfz etti mutluluğu, dostum kurtlar Bir toprağın suyuyum, bir suyun berraklığı Gözünü aç, Hak var, nedir ki putlar? Topuktan alına kadarsın, yürekten dile Afitaba ulaştık seni yazar iken kalem ile Gözün güzel tonusun, on parmağın onu Bir olduk birden bire, dağıldık seksenbir ile. Uludağ’ın etekleri barındırır, huzuru, saflığı Bilinir mi acaba, kar’ın canlar yaktığı? Dağa, taşa, bayıra, çayıra amâ’yım Sen misin baktığım,bir sen mi kafama bu kadar taktığım? Atlasların en uzak nehirleri, dağları Aradığım eski bir O, bulamadığım müddet ağlarım Deryâ dibinde yunusum, sense mira Kayboldun birden, gaddarın biri boynuma taktı, ağları Çocuktan farksızım, sana geliyorum, atsızım Hangi vakit görülmüş, kazanamadığı haksızın Kim gözlerinin içine baktığın, gönle attığın Acizim titrer diz kapaklarım, ağlar saflığım. Bekliyorum, kıyametin kopacağı sokaklarda Ayağını basacağın dizelerdeki sokaklar dar Başımı dinliyorum oda sen diyor, dinle.. Başımı koruyan saçlarımın diplerinde aklar var. Sıkılıp kapatmışsındır sayfaları bilirim Kaderi mutlak o olmuyor fıtratına yazan birinin İlimin, irfanın ne değeri vardır ki Gönl çarpıyorsa ellerinde kuş misali, daim seninim. ŞahReşha. |