Mübarek!
Cürmüm bol, ufkum daha gece yarısı
Rahleler bekler, kavuş, gül yüzünü tanısın Aşka bir kala durdur zamanı, toparlan Ne hanım ağasın ne beyzade, toprağız canısı. Ana kucağından doğrulduğun andır, derdin sıcağı Karın ortasında donardım da hep derdim sıcağım Sırat ince, sırat kalaba, sırat yorgun Cehennemin yarasının yanında ne ki yarası bıçağın. Ey can! çık artık benden, bedenden Günahı, haramı bir tutup da var eden ben Bir şua gördüysen şayet yanılma, korkma Seni doğruya ulaştırır zerre bir neden, gel! Kırılsın tüm kemiklerin lakin yanmasın canın Mübareğin dişi kırıldı Uhud’da, akmasın kanı! Kurban ol yolunda, kezzap at gönle harla Yedi düvel tanısın arş-ı, yayılsın san’ı. Kuruyan kursağa ab-ı hayat az, gerekli Kevser Sicim sicim terleyin sırat burakları! yansın heyben Karşımda bekle, geç sıratı, dimdik dur Dertten cefadan değil sevinçten ağlasın peyker. Ne alâ sağ yanındaysa ağırlığın hası Hû’ya aşk her mevsimdir nedir ki Kasım Fani dünya’da bul gerçeği hisset doruklarında Sus! nefese mutalsım ol, silinsin kulağın pası. |