Ayrılıkortalık döküm saçım, gönlü dağınık toz duman içindeyken baharı bir ses bekliyormuş sisleri dağıtacak ellerinin kelepçelerini açacak kimbilir gül tutarmış elleri, bana verirmiş terör estirmiyormuş evde bir namlu gibi çevirmiyormuş bakışlarını gömülüyormuş kendi toprağına akşamüstleri sefa açmıyormuş kendi canını yakıyormuş dikeni dalında artık açmıyormuş güller eğri tütüyormuş bacadan dumanı bir koltuğa tutsak edip gününü geri çeviriyormuş takvimleri saatlere bakmıyormuş günü benli bir günde duruyor o günde kalıyormuş ne derler bilmiyorum psikologlar kuşlar konsa pencere önüne kuşları öldüren adam eliyle besliyormuş! çok konuşmayı bırakmış bırakmış sigarayı da yürüyüşe çıkıyormuş akşamları her akşam demlenmiyormuş olursa üç beş bardak çaymış içtiği olmazsa kendisi demliyormuş erken uyanıyormuş sabahları açıyormuş radyoyu ayar değiştiriyormuş durmadan buluncaya kadar içindeki müziği zeki müren söyleyince ağlıyor bir demet yasemeni beni çok arıyormuş! 18. 4. 2013 / Nazik Gülünay |