Barış safsatalarıyla
zamanı değil, suskun duruyoruz
dökülecek duruyor eteğimizdeki taşlar lâğım karıştırıyorlar önümüzden akan suya ölü balıklar düş değil gerçekler dökülen bakıyoruz yanlış nerde sorun ne kilitli dudaklarımız kerpetenle açacaklar nerdeyse gerçek yüzümüz çok alt tabakalarda kaldı sürüncemede bu yüzler korkmaya alıştırılmış kim ne istiyor tartmadan önüne sunulanı almaya meyil unuttuğumuz bir şey var sürüklenip götürüldüğümüz yerde asıl savaş kapalı gözlerimizin yanacağı yerde barış safsatalarıyla uyurken uyanacağız elimize tutuşturulan silâhla ah kardeşlerim siz özgür ülke hayal ederken kıs kıs gülüyor emperyalizm savaş çanlarını çalmıştı da çoktan oynanan oyunlarda görmediniz düşleriniz çalınmıştı bir çalım döşenmişti yurdumuza füzeleri, askerleriyle kukla oynattığını sanan esas aktörler gelmedi mi biraz da ülke çıkarı için ter dökmenin zamanı değmez mi iki adım sokakta yürümeye alıp eline bayrağı dalgalandırmaya sultan çadırlarını kuran bedevilerin üstünde ve güneş bahar esintilerinin duldasında bütün kollarını açmış insanca yaşamanıza duacı adımlarınızı bekliyor! 29. 3. 2013 / Nazik Gülünay |
Ülkemiz adım adım bir kaosa doğru sürükleniyor
yarınlarımız puslu,insan ister istermez düşünüyor
aydınlık şafaklar doğmayacak mı diye.Kaleminize sağlık
saygı ve selam ile..