SENSİZLİK
görülmüyor
aramızdaki ayrılıklardan örülmüş duvar birbirinin sesini yutan insan kalabalıkları eklemlenmiş üstüne sanki tutsak alınmış yar yürüyorum, yürüyorum o çıkmıyor karşıma ayı ütüleyip asmıyor tepeme yıldızlar birbirinden korkak merhaban sızmıyor bile aradan sözlerimizi çalıyorlar nerdesin diye açıp soracağım bir pencere yok güvercin kanatlarımı çırpıyorum taşlara tökezliyor uçuşum bu alanlar dar yüreğim sıkışıyor bunca geç kalınmışlıktan selâmını iletmiyor telefon bunca zor mu adını tıklamak sanalda bile kayıp bir kıta sanki okyanuslarda benden başka bilen yok duyar mı bir türkü söylesem düşlerden kopup gelen bir türkü desem ki seni sevirem, seni sevirem neden böyle bir şiveyle bilmiyorum belki de şivesi sevgidir aşkın bütün insan duvarlarını geçiveren selâmını iyiki duyuyorum yine de onca kurulan mapusanelere rağmen iniyor ranzalardan, pencereyi açıyor karanlık tünellerden geçiyor kırıyor zincirleri senli bir güne bırakıyor anımı soluğunu duyuyorum yanımda yetiyor 28. 3. 2013 / Nazik Gülünay |
Yüreğiniz vârolsun...