Küçük su birikintileriküçük su birikintilerinden oluştururduk barajları iğne ucu ellerimiz tırnaklarıyla açardı çukurları henüz tanımamıştık gözyaşlarını unutuluşun bırakılmıştık yolsuz dağ başında kanadı yoluk kuş doruklarında sallanırdık ağaçların sevgi adına bütün düşlerimiz çalınmamıştı daha beyaz bir atımız vardı güneşe kanatlanan emrimize amadeydi bütün yıldızlar ışıklarında dansederdik yolmamışlardı saçımızı, başımızı kentler kuruyorduk söğüt gölgesinde dünya büyüklüğündeydi toprak pabuçlarımız yaşamı adımlardık ülkemiz çocuk düşlerden yapılma bir boyda bütün insanlar evler pespembe, parklar yemyeşil ölü gözlerini dikmemişti havaya danslar özgür, şarkılar özgür, oyunlar özgür herkes birbirinin yüreğinden öperdi eğilirdi kavaklar başımıza ellerimizi sıkardı küçük su birikintilerinde büyüdü ayaklarımız ezmeyi öğrettiler karıncayı peygamberler kahkaha atmaz kırk düğüm bağla boğazına yaşamayı unut, su birikintilerini de bağdaş kur otur, herkesin düzenine yapay düşler, sözler yarat senden iyisi yok 28. 11. 1991 / Nazik Gülünay |
ezmeMEyi öğrettiler karıncayı
koyunun melek
keçinin şeytan olduğunu
kedinin Peygamberimize yaptığı iyiliği
guguk kuşunun yağ döken bir çocuk olduğunu
büyürken gardaş anılarımızı da büyüttüğümğüzü
bu gün farkettik sanırım
Allaha emanet olasınız