Tutsak olmayan tutsaklar
üzgün girdiğim kapıdan düzgün çıkıyorum düşümde
yaşamın önüne konulmuş bariyerler seni düşünmenin önemi rutin her gün umarsız çiğnediğim yollar gibi tepip yıkmak istiyorum da ufacık taşlar değil çoktan görülmüş davam söz değil artık savunmanın iyice daraltıyorlar görüş alanımı pencerelerimi açtıkça güneşe yolcular anladıkça halimi mektuplarım çoğalıyor adına umutlarımı uçuruyorum her seher vakti sigara, kitap izli parmaklarım yoldan gelecek yolcudan kesmiyor ümidini yıldızları kırparak, büyütüyorum kocaman bir güneş çıkaracağım buradan toplanıyorlar çevremde, hissediyorum karıncalanıyor gözlerim, daraltıldıkça adımlarım kırasım geliyor demir parmaklıkları gürültüyle kapanıyor tutsak evi kapısı memleketin durumu öğün, tayınım gazete hışırtıları duyduğum bir de dışardan kulağıma değin gelen alkış sesleri burada büyüyorum, üzülmeyin çocuklarım! 13. 3. 2013 / Nazik Gülünay |
sağlıcakla