Günlerden Hasta Bir Günbir sabah vakti, sırtıma yükleyip güneşi dağıtacağım ev, ev, kapı kapı her insana aydınlığından bir kucak dolusu verip sevgiler alacağım Hugo Chavez gibi benim kuşlarım insan, kanatları kesilmiş bir doktor bekliyor, yaralarını iyileştirecek. hep bir ağızdan özgürlük şarkıları söyletecek halkına kırmızı gömleklerini giyinecek bütün ak, kara kanatlı kuşlar heey Ankara! taşı toprağı kara nerde duruyorsun kayaların sökülüyor yol değil yol köy değil köy kent değil kent! günlerden hasta bir gün hasta padişah, hasta halk sırtımdaki güneşe hançer saplıyorlar hançer küflü, hançer pas! bu hançer kalelerimi zaptedemez emperyalizm canavarı elinde böcek gibi ezilmek eziyet eziyet parça parça ayrılmak vatan bütün vatan tam bölmek isteyen tanrıcıklar yarım yüzlerindeki kin, nefret, zulüm çilekeş halkın naraları heey kale! Ankara kalesi! yorulmaz askerin omzunda silâh askerinin ayakları prangalı amerikan damgalı tutsaklar işgalciler, katiller merkezinde kentin onların bayrakları dalgalanıyor Silivri zindanında,Hasdal’da,Maltepe’de Sincan’da bir sabah vakti sepetim tıka basa umut dolu sevgi dağıtacağım ev ev,kapı kapı özgür sokaklarda güvercinler uçuracak gençler özgür akacak dağlarımızdan sular, ırmaklar yola dökülmeyecek Antalya’lı köylü kadınlar tasam olmayacak; başım örtük açıkmış topraklarım tüm millete açılmış Atlantik ötesinden yönetilmeyecek ülkem heey Ankara! bağrı kan, bağrı yara gözü yaşlı bakan tepeler boynu bükük insanlar neden içine kaçtı sesin görmedin mi? 29 ekim’ler 1o kasımları yumruğunu gösterdi millet Hugo Chavez’in tabutunu okşayan Ahmedi Nejat gibi! 12. 3. 2013 / Nazik Gülünay |
sağlıcakla