karanlık ıssız yüksek kulleler yükselirken taş taş üstünde duyulur dar koridorlarda yosun kokulu sevdalar vuslata atılan ağır voltaların ayak sesleri susardı hep duvarlar gecenin nefesinde
yüzünde asırlık bir yalnızlığın nasır izleri uzun sakallı kısa bir büyücü sıvazlar sakalını rüzgarın ıslığında titrer koca çınar çatlak dudaklarındaki iki ikisirli söz taşır derin kehanetin gizemli izlerini yörüngesinde gizlenen yıldızlar nidasız
kızıl ejderin çığlığında yarılırken kara gece sallanır taş kalenin suskun surları dalgaların kollarında kayalıklar deniz kokar uçurum kenarında uyuklarken martılar...
savaş öncesi kızıl ateşte döğülen çelik birleşir suyun ruhuyla sonrasında bilenir mermeri tutan bileklerde tapınakların duaları karışırken çekiç seslerine rahiplerin ellerinde kutsal kitaplar okunur kapalı dudaklarda....
saçları rüzgarla raks eden prenses gözleri açık şafak bekler bir şahinin kanatlarında kutsal dağda yakılacak ateşin dumanı her seferinde sis olur kirpiklerinde....
göğsü zırhsız bir savaşçı çıkar mağarasından kulaklarında keşişlerin sesi koklar yağmur sinmiş toprağın kokusunu kısarken gözlerini sıkar avcundaki kılıcını okşar sonrasında çıplak parmaklarıyla yerdeki kahverengiyi
düşlerinde lacivert bir nehir akarken mavi gök tanrı enerji saçtı mağarasından çıkan savaşcıya dokunurken şimşeğin tenine unutup yere düşen gölgesini yürür rüyasına yansıyan o ülkeye...
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
YİTİK EFSANE-1 şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
YİTİK EFSANE-1 şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
saçları rüzgarla raks eden prenses gözleri açık şafak bekler bir şahinin kanatlarında kutsal dağda yakılacak ateşin dumanı her seferinde sis olur kirpiklerinde....
göğsü zırhsız bir savaşçı çıkar mağarasından kulaklarında keşişlerin sesi koklar yağmur sinmiş toprağın kokusunu kısarken gözlerini sıkar avcundaki kılıcını okşar sonrasında çıplak parmaklarıyla yerdeki kahverengiyi
düşlerinde lacivert bir nehir akarken mavi gök tanrı enerji saçtı mağarasından çıkan savaşcıya dokunurken şimşeğin tenine unutup yere düşen gölgesini yürür rüyasına yansıyan o ülkeye...
Çok çok güzeldi severek okudum, Yüreğini kalemini alkışlıyorum Saygılar
Gönüllerde hani bir ateş yanar ya /Özlem ile hasret ile, Zehir olurya bazen geçen geceler Derdimize tek çare geçmişte kalan mazilerdir ablam /BENİde Eşkiyaya döndürdü işte o sevgi:( Kalemim tükendi,yazamıyorum............YETKİN KALEMİN VAR OLSUN SEVGİMLESİN ABLAM
Fantastik tadındaydı şiirin...
Seni çok seven kızkardeş...
Öpüyorum seni..