yakamoz sessizliği yosun olur geceye akar bir mavi nehirler gider derinden gizlice sol yanı yaralı sokak lambaları suskun
türkülerin mahpusluğu başlar dudaklarda görüşmeci bakışlar pencerelerde kuru tütün, otlu kokulu peynir zulasında kuru soğan sanki bir "Ahmet Arif" hasreti tüter buram buram anadolu dolu dolu...
kapı altı bir ekmek olur dışarıdaki serçenin sesi iki parmaklık tek söz O D A lal kesilir karanlık çöktüğünde hücreye gözleri hürriyet bekleyen mavi küser güneşe
görüşmeci bekleyen düşler sadık kalır hep uykusuzluklar kelepçeli gözlerimdeki şafağın ilk aydınlığına konar hep taş duvarların dikenli sınırlarına
ama yine de kararsız kalır kara geceler yağlı ilmekler sallanır rüzgarda içerde zaman bir asır gibi dalgalanır kelepçe takmış kokun çarparken kayalıktaki tenime...
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
yakamoz... şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
yakamoz... şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
Güne düşesi güzelim bir şiir.Anlatım ve de betimlemeler öyle güzel ki. Necip Fazıl'ın "Kaldırımlar" isimli şiirini anımsattı bana .Onda da : yalnızlık ve de çaresizliğin kurbanları vardı. Yürekten kutlarım sizi.sevgi ,saygılarımla.
"Ağlayın aşinasız sessiz can verenlere Otel odalarında...otel odalarında... "
Saygıdeğer Fevzi Abim, bu içten yorumun benim için ne büyük bir gurur ve onur olduğunu söylemek isterim....büyük bir üstadı anımsatacak kadar yazabilmişsem benden mutlu kimse olamaz... Çok teşekkür ederim Fevzi Abim benim. En derin sonsuz saygılarımla....
kapı altı bir ekmek olur dışarıdaki serçenin sesi iki parmaklık tek söz O D A lal kesilir karanlık çöktüğünde hücreye gözleri hürriyet bekleyen mavi küser güneşe
görüşmeci bekleyen düşler sadık kalır hep uykusuzluklar kelepçeli gözlerimdeki şafağın ilk aydınlığına konar hep taş duvarların dikenli sınırlarına
ama yine de kararsız kalır kara geceler yağlı ilmekler sallanır rüzgarda içerde zaman bir asır gibi dalgalanır kelepçe takmış kokun çarparken kayalıktaki tenime...
Çok güzeldi anlatım severek okudum, Yüreğine kalemine sağlık yürek sesin hiç susmasın Saygılar selamlar
ama yine de kararsız kalır kara geceler yağlı ilmekler sallanır rüzgarda içerde zaman bir asır gibi dalgalanır kelepçe takmış kokun çarparken kayalıktaki tenime...
harikasın sen can oğlum bak sobelemeye geldim seni sevgilerimle
türkülerin mahpusluğu başlar dudaklarda görüşmeci bakışlar pencerelerde kuru tütün, otlu kokulu peynir zulasında kuru soğan sanki bir "Ahmet Arif" hasreti tüter buram buram anadolu dolu dolu...
Necip Fazıl'ın "Kaldırımlar" isimli şiirini anımsattı bana .Onda da : yalnızlık
ve de çaresizliğin kurbanları vardı. Yürekten kutlarım sizi.sevgi ,saygılarımla.
"Ağlayın aşinasız sessiz can verenlere
Otel odalarında...otel odalarında... "