Başlığı Bile Olmayan ŞiirŞiirin hikayesini görmek için tıklayın bu sabah aynada tatsız bir yüzle karşılaştım
dakikaları , saatleri, günleri, ayları ve yılları yutmuş kamburumla omuzlarımda kim , kaç asır önce anonimleştirmişti bu yükü,, ruh böyle tekinsizken şiir yazmamalı başlık bile bulunmuyor.. yorgunum ve kendime uzak küf gibi bir gün şikayetçiyim bu histerik başlangıçtan denizin çıkardığı sesi aldım göğsüme yapıştırdım içimin çırpınışında arıyorum kendimi ağırlığım canımı susatıyor şehre uzanıp daha fazla his toplamamalı yaşayacaksam kesmeliyim kamburu gençliğimin kırları, papatya ister deniz kenarları ıslık, takalar mor sesimi çöle gömerken anladım kaburgalarım yeşil saatlerden habersiz sevişmeyi unutan bir orman kadar sessiz gök rüzgâr gölgemi ısırdı usuyla konuştu çocuk kadın bölündü bulutun uykusu bilinmez ki neydi ilk sorusu sarışın küçük fundalıkları gece yakar, güneş üşütür beyhûde bir yağmur düşmüş kirpiklerime ey hissiyatım, dolunaya rağmen dudaklarım kurumamalı işte bu, böyleyim işte ben, eski bir kara tren son durağı kağıt üzerinde kendine hasret yazamadığım her harf ölü bir yük gibi duruyor muhacir ruhların kuşlara özenmesi gibi gitmek isteyip, gidemeyenin kulaklarında kanat sesleri sadece zaman değil geçmiş olan uzaklardan gelmiş cümleler, perde aralığı ağaç dallarında söylenmemiş şarkılar, sesi soluğu kesilmiş bir yolculuk eski defterlerde pişmanlığın harfleri ah eder durmadan ah! genzimde bu ekşime kalemimde anlatım bozukluğu da olmasa korkmuyorum ey şehir inciten kalabalığından |
Tebrkler kaleme..Saygılarımla