Kesin Güldüm
kar sessizliğine düşmüş serçe anısıyla
gülüşünün ortasında ölmeye geldim bir yüzyıldı belki belki birgün bir an belki kesin geldim... gülüşün bir ömür daha yaşattı bana başka bir yalnızlığı da yedekledi sebeplerim hangi süreye sığdı anlamadım gözlerimi niye açtım niye kapadım kesin anlamadım... gülüşüne kadar umutsuz sokaklarda büyüdü merakım sahipsiz haberler peşinde can alıcı mevsimler öldürdüm geçmişle ilgili hep üşüdüğümü anımsadım akşam kuşlarının arkadaşlığını kıskandım yağmurum hep kendine yağdı ben apansızdım gülüşüne kadar kesin ağladım... gülüşün tarifsiz yazlarla yoğun bir kenara bırakılmamış hiçbir göğü en sevdiğim mahallemin sıcak taşları gibi sarıcı okul tatillerindeki kadar dindirici gülüşünün ortasında ölmeye geldim diyorum çünkü yaşamaya kıyamıyorum zaten gülüşünde ayrı bir ömür daha yaşadım bambaşka bir yalnızlığı yedekledi sebeplerim gülüşün kadar kesin çoğaldım... eksik sorum yok artık her artıya bir fazlayım her fazlaya bir artı gülüşün güzel gerekçelere bağlar mı tüm göçleri yoksa tüm göçler güzel bir gerekçeyle gülüşüne mi bağlanır bilemem bildiğim gülüşüne gerekçesiz bağlandığım kesin güldüm... kağan işçen... |