İnsanların serencamı
Topraklardan, türlü ottan geçerek,
Kat ettiği süreçleri bilen yok. Zaman mekân, coğrafyayı seçerek, Şu dünyaya istemiyle gelen yok. Yolculukla, yolu akıl almıyor, İradeyle han kapısı çalmıyor, Ana baba tercihi de kalmıyor, Cinsiyeti, genetiği beğen yok. Bir meçhulken, o dakika saniye, Dönüşünce şahikalar aniye, Yer açarken, rahimlerde faniye, Fizikçiyi, kimyageri öven yok. Tekmil olur, dokuz aylık saltanat, Başka âlem ona açar kol kanat, Senin için tasarlanmış her sanat, Meme coşar, sanılmasın iven yok. Sen bir insan adayısın amma da, Muhatapsın kedere de gamada, Dil konuşmaz, gözün hala âmâda, Elleriyle kundağını giyen yok. Bir yanıyla, belirsizdir hep ahir, Diğer yandan hem batınsın hem zahir, Bir ad konur, Ali-Fatma ve sair, Beğenirler, beğendin mi diyen yok. Meleklerden daha temiz, masumsun, Cehennemlik, bu cennetten ne umsun, Bebeksin ya, erginden çok lüzumsun, Çok şükür ki içinizde söven yok. Geçer gider günler aylar seneler, Nerde idi, ne olacak ne, neler, Büyüdükçe şaha kalkar ene’ler, Kan dik akar, dik başını eğen yok. Ana baba, nine dede olurlar, Çok yaşasa yüz yaşını bulurlar, En nihayet cansız kalır, gururlar, Kefen giyip, ölüsünü gömen yok. Yaralıyım, bu seyirden muzdarip, Al bu derdi, çöz bu sırrı ser tabip, Başı garip, orta garip, son garip, Gelişini, gidişini gören yok. 29.01.2013…Mustafa Yaralı |
saygılar efendim..