CezalarımNe zaman, içimin dışına çıksam, Acıdır, elemdir, ezadır bana. Dünya çatısını başıma yıksam, Belki en mukaddes cezadır bana. Bulanık akarken, insanlık seli, Sinsice sırtından, vurur el eli, Kimi sabıkalı, kimi şüpheli, Çatarsam onlara, nizadır bana. Kaç defa dirilir, kaç kez ölürüm, Gerçeği gözlemle, geçti ömürüm, Hissedip duyarım, bakar görürüm, Seyrimde ki işler, kezadır bana. Divan-ı kebir’e, vardım yoruldum, Her an yargılandım, her an soruldum, Ya dara çekildim, ya da vuruldum, Bu hükmü ilahi, sezadır bana. Asır’a yıllara, güne ana’da, Birde bir olalı, can da cana da, Beşi manevimde, dördü manada, Her de, hepte, her şey, aza’dır bana. İleri sandığım, meğerki beri, Elbet bunu anlar, bir gönül eri, Tecelli mekânı, kaderin yeri, Âlemi ezelden, kazadır bana. İnsanlar önüme hazine serse, Lokma tattırmadan, kendiler yerse, Yaralı özüne, dön de gel derse, Onunla dostluğum, rızadır bana. 28.01.2013…Mustafa Yaralı |