2
Yorum
3
Beğeni
5,0
Puan
1128
Okunma
Bir bardak umut içtim
Yeşil sarp dağlardan
Bir tutam hasat biçtim
Koynumdaki kırlardan
Yağmur oldum yağdım
Kurak çatlak toprağa
Hasretim geçmedi
Ben ne eyleyim
Sırtıma odun aldım
Taşıdım yollarca
Elime çekiç aldım
Dövdüm demirleri dağlarca
Kar oldum kondum
Çatılara tonlarca
Hasretim geçmedi
Ben ne eyleyim
Unu suya buladım
Ekmek oldu aş oldu
Kor yüreği bağladım
Sobada ateş oldu
Buğday oldum dövüldüm
Tarlalarda hunharca
Hasretim geçmedi
Ben ne eyleyim
Aklımı sevda aldı
Geldim çöktüm eşiğe
Yoruldum düşünmekten
Seviyor mu diye
Rüzgar oldum
Estim soluksuz her yöne
Hasretim geçmedi
Ben ne eyleyim
Koyunlar öbek öbek
Koynumda deli yürek
Çoban oldum
Vurdum ıssız dağlara
Kaval oldum
Çaldım susuz ovada
Hasretim geçmedi
Ben ne eyleyim
O zaman
Gömülüp uyusam kara derin toprağa
Beklesem kök salsam derin karanlıklarda
Yıllar geçse, uzun bir zaman sonra
Filizlense başım, çıksa aydınlıklara
Doğan yeni bir gün gibi gerinse bedenim
Taptaze doğsam yeniden
Çiçekler açsa kollarım
Korkmadan büyüsem
Güneşi koklarcasına
Ve arza yayılsa sarsa dallarım
Dünyayı içime alıp, saklasam...
Saklasam...
Sak la sam.
5.0
100% (4)