Ruh haliyetim ve iç sesler....
Bir uğultu sesi var kulağımda
Dalga/lar… Ses hidrojen bombası büyüklüğünde ve tiz Hani nerdeyse kulağımın zarı kopacak ürküntüden, Korkuyorum fakat durmadan dinliyorum bu iç sesi.. Korkutan sesiyle alabora ediyor dalgalar her şeyi Kulak zarım değil doğrusu bütün uzuvlarım itisi altında bu düşlerin. Parmaklarımın yazarken titrediğini hissedebiliyorum, Ve Sonra biteviye ve mutedil gelen martı sesleri, Üç beş martı sesi değil acil çalınan bir siren sesini andırıyor Yani Afrika ormanlarında gezinen grup halindeki aç sırtlanların sesi Sesler o kadar yakın ki her uğultu ve hırıltı Yüreğimin ta içine oturuyor. ve nedense Altına işemiş bir çocuğun yüz ifadesiyle apışıp kalıyorum Utkum kesiliyor,kendimi ifade etmekte zorlanıyorum, ne yazdığım şu şiir,ne dinlediğim şu enstrümantal müzik, ne de öz benliğim beni bu alabora kıskacından çıkarabiliyor. Kendini bulamamanın hükmü ve korkuları içimde, Kopan her uğultu bir tusunami gibi büyüyor yüreğimde Bütün haşmetiyle geliyor üzerime üzerime hani koptu kopacak, Yada bir yıkım olacak, Bunu hissettikçe içim boşalıyor, korkularım ayyuk/ kaya çıkıyor bir baskın sonrası. Bu yüzden her uğultulu baskının ardından Kendimi teselli ediyorum,bir psikolog edasıyla Bitap düşen uzuvlarıma en son ölecek olan ‘’yüreğin’ diyorum, Lakin yine de teskin olmuyor anlık sözlerle.. Oysa neyin beni dindirebileceğini de biliyorum her şeye rağmen… ve ona sığınıyorum.. Hey doğayı,denizi,dalgaları ve her şeyi yaratan yüce rabbim, Biliyorum senin olduğun yerde ne martılar ne sırtlanlar nede siren sesi biz insanları korkutabilir Ve senin olmadığın hiçbir yer yok, ancak her şey senin izninle devinim kazanabilir. Sana sığınıyorum,seni dinliyorum Bir şarkı gibi bir nehir gibi bırakıyorum kendimi ‘’’Bizi teskin edebilecek ancak sensin diyorum’’ Sevgi ve saygılarımla… |