ÜZÜM BUDAMAYA KALKTIK AY' DAN
Üzüm budamaya kalktık ay’dan
Ağrıyan bir mutluluk olmasın Ağrıyan yanlarımızı ikmal eden tabutlar Soğukta üşüyen ceset olmasın Mavi bir tülbent karanlığa. Başım dik, vazgeçilmez aşk, Tozlu raflar arasında menzil Beyhude dolaşır kelebekler hekim yok, Kurşun sıksan karanlığa, Bezirgân çarşısından yükselir mızraklar, Safkan atlar geçer düşlerimizden, Bırakıp nallarını vefazıslığa Leyla karanlıkta bir şehir olur ulaşılmaz, Mecnun vurgun yer göklerden, Düşer tarlasına belanın. Güneş fermanı hazırlar Darağacında yükselen çığlıklara, İstanbul ve ben, Şehrayin yapıştırılmış sırtına balıkların Düşmesin diye göklerden. Mehtabı kolluyorum, Sır vermesin sulara Kafes içinde mahşer, Dinamit fıçısı yaşamak, Güvercinler emanet, Öfkeli kalabalıklara, Parmaklarımın ucunda Kurt sesleri sonsuzluk. Hangi diyara gitsem kalemi kırık şair, Fareler uçarken göklerde, Kuşlara seyahat bavul içinde, Böylece kovuluyoruz Çocukların geniş parklarından. Ne diyordum sahi, Kar altında ikamet ederken kardelen, Gökyüzü iri memelerinden Süt emzirirken özgürlüğe, Bir bak savaşarak eskiyen gözlerimize, Bir tarafı Filistin, Bir taraf çeçenya, Bir taraf hala ırak, Fil ordusu çıkmaz oldu Aşkı savunan çocukların dünyasından. Ve hala sarhoşum İnatla içtiğim, Kirli sulardan, Tütünden, Fare ölülerinden, Kulağıma indirdiğim paslı Kepenklerden. Bir duvarın dibine bıraktığım ağzım, Bir tamirci çantasında beynim, Hafızamın mağrur sikkeleri düşer kulaklarımdan, Mahsustan yaşadığımızı anlamadan Ayaklarımıza bağlı bulutlar, Dövücülerini ayartan adamları ararken Sokak ortasında bir hayvan Şaşkınlık uyumaz Fotoğraflarını kaybetmiş ölülerin saçlarında, Yağmurlar ayaklanır Kırbaçlarıyla düşlerime girmiş mevsimlerde, Adresim açık, Boğulmuş kuşlar teninde gezerken gece, Tek vardiyam, Korkusuzluk, Ne tunçtan, Ne demirden, Bir kahkaha, Bir okyanusu övmekten korktuğumda, Başucumda yastık, sıra sıra lahitler. Son ufukta kervan, İstanbul yüklü gemilerle açılsan Maveranın tahtına. Naylon ayakkabıyla geçtik çağları, Üzüm budamaya kalktık aydan, Huysuz yıldız topladık avuçlarımıza, Usulca girerken koynumuza mahmurluk. |
"Hani Kurşun Sıksan Geçmez Geceden"
şiiri dizesini anımsattı
şiirinizde çok beğendiğim güzel imgeler işlemişsiniz
fakat ses ve akıcılık konusunda bazı yerlerinin
üzerinde muhakkak biraz daha çalışılması gerekliymiş gibi geldi bana
başlangıc kıtasında ağrıyan tekrarı ...ne yazık ki zayıf bir başlangıç oluşturmuş
sonrasında ki kıtayı oldukça uzun tutmuşsunuz
ondan sonraki bölümlerde şiirinizi çok sevdim
başarılarınızın devamı dileklerimle
saygılar