Önce mavilerini vurdular kentin
Önce mavilerini vurdular kentin,
Gecenin soluklarına yığıldı yangın soluklarımız, Eski bir çerçevede poz vermekten öte gitmedi dostlar, Yalnız martılar şahitti parmak uçlarımızdaki yıldırımlara Bir ölünün karnında geçirdik bulutlardan uzaklığımızı, Ne değişti bunca yıl Durgun bir göl oldu yalnızlığımız, Beyaz rengini döktü saçlarımıza kefen, Geç kalmış sevgilerle Yüreği ağzında koşan bir çocuk zaman Portakal bahçelerine mi düşürdü utancını güneş, Dağlar ustura ağzında kesilirken Süte kesmiş memelerden kan damlar insanın diyarına Bir cenazenin geç kalmış sahiplerini vurmadan haydutlar Hangi mevsime transfer oluruz asude bir ömürden, Hangi çiçeğe iltica diye sığınırız hüzünleri eskitirken Ağaçlar köklerini iyice derinlere salarken Yazıları silinmiş mezar taşları tüm kuşlarını, Üstümüze dökerken. Fırat hız bulup yüreğimizde akarken, Dicle bir figan edip ardımızdan gelirken Şimdi aklımı alıp deliler kuyusundan Yıldızlara çıkıp oturmazmıyım. Merhaba deyip güne totemlere kafa tutmazmıyım Tüm putları kırıp İbrahim adına, Kendimi ateşe atmazmıyım. Lütfi Kireçci |