Gürültülü kelimelerle sıkarken dişlerimi militanizmMavi bir yıldırım düşer her gün Zindanın kaybolduğu yüreğime Siyahlara bürünmüş bir cellât geçer, Ömür raylarının üstünden, Bir parça kefen bırakır akşamlarıma Elimi uzattığımda Okyanus korkusuyla çıkar Bavulumdan Paslanmış fırtınalar. Güllere sarılı cesetler düşer Gözkapaklarımdan. Yalınayak koşarım kendi tabutuma Kerpiç şeklinde düşer başıma yağmurlar, Saklarken düşlerimi ebabil kanatlarına, Uslanmaz çocuklar büyütür dağ Çöker yalnızlık atlasıma. Suların başı kesilir, Gölgenin mimarisine, Suyu çekilmiş nehir Çamur örter üstünü, Güneşte pişer, Heybetli hüzünlere tehir. Geceyi kanatır yıldızlar, Yılanlar dadanır güne, Akrep kuyruğunda gezer nöbet Ruhsatsız bir tebessüm Konaklar dudaklarımda Menekşeler dökülür Alnımın ortasında büyüyen miting meydanlarına, Gürültülü kelimelerle sıkarken dişlerimi militanizm, Omuzlarıma cam kırıkları dökülür, Göğü kemiren Kendi sesini tanımayan farelerden. Gel haydi biraz sevinç toplayalım, Konuşacak bir şeylerimiz olsun aşka dair. Yazdığımız şiirlerle dinamitleyelim, Köprülerin altından geçen kirli suları. Bulutlar kar getirmeden saçlarıma Engerekler çıyanlar oturmadan tahtına, Sende ey dost ne çıkarsa bahtına, Demeden, Cirit atmasın katiller gözbebeklerimizde Kuşlar utancını döksün mülteci bir zamandan Cami duvarlarına, Beklenen ay doğar elbet veda tepelerinden, |
köprü altından geçen kirli sular..?
inşallah ..
güzeldi efendim
kutluyorum...