BEN BİR GÜNEŞİM, BEN BİR KÖREBE
Ağacın dallarına asılı kaldı üşümek,
Ürpertilerden bir ses yükseldi dağa Çınar altına adres, bereketli topraktan, Boynumun borcu olsa gerek uykusuz atlara binmek Paslı çiviler üstünde kaçarken hayattan. Elveda demeden ceylanların ürkek vakitlerine Oysa vefa tarlasından geçerken vurdular düşlerimizi Göklerde akan bir nehir çakıllarını dökerken üstümüze Yıllardır aczin kahrına düşen yıldızları topluyoruz göklerden, Alçalınca sular dinamitlemek için mahzun duruşunu sevdanın Şimdi zaman saçlarıma kar yağdıran mevsim Cephede yüzünü kaybetmiş askerler topluyorum evlere, Şah damarımda ateşlere abanıyor kırlangıçlar, Nehirler akmaya hazırlarken çocukları gözlerimden. İhtimal ki bu akşam bütün bıçakları saplayacağım gökyüzüne Bir tabutluk hayat kurtarıp kendime, yılanlar kuyusundan Hüzün madalyası takacağım sağ omzuma, Derisi yüzülmüş mavilerden. Oturup seyre dalacağım kentleri uzaktan, Nevrozlu kuşlar geçerken gece açmış güllerden, Haykırışlar duyacağım akşamın ölü saatlerine mıknatıslı, Ay büyüyüp düşecek tutsaklar kuyusuna Devlerin martı kanatlarına iltica ettiği küskün bir mahşerde, Uykularını çarmıha germiş adamlar yükselecek miraca Sağ omzumdan kalkıp yürüyecek Sakarya, Sol omzumda operaya düşmemiş Dicle ve Fırat öfkesi, Fark etmez damarlarımdan çekilirken prangalı yokuşlar, Hasretin eflatun çiçekler açtığı yere yöneliyorum Mekke dağlarına, Tenha bir çeşmede okyanus dolduruyorum yüreğime, Örümceklerin ağ ördüğü yerdeyim, doğru yerdeyim Başımı gövdemden ayırmak isteyen cellâtlara sarhoş kuşlar bırakıyorum, Kenti uzaktan seyrediyorum, ölü külleri savruluyor evlerin içine, Nasıl uzatsak boylarını fırtınaların yastık altlarından gökkuşağına. Urganlar kesmez yolumu, havlayan köpekler, kediler, fareler Upuzun dağlar yüreğime sığmadığını söylemesinler, Gemiler intihar mavisiyle seyrederken ufukları gözlerimin mavisinde, Sabaha çok yok uyanın mahmur uykularınızdan çocuklar Önüm, arkam sağım solum sobe, ben bir güneşim, ben bir körebe, |