Şiir Kaymak Bağlar Bağlamaz
.
Göğsüne sokulup dolaştığımda anlıyorum ki sevgilim sığınmak küfre yaklaşılan her an yeniden iman etmektir umuda ama gittikçe daha da yalnız kalmak için kendine çarpmalıdır insan ve parmağını tetikten her çektiğinde bir şiir sözlerin dağılmalıdır kalbime yoksa yaşarım bin yıl daha Bedel ağır, ağır ödenmelidir ağırlaştıkça bekletmenin karşılığı olarak şartlardan, taraflardan ve insandan bağını koparan cinnettir söz belki belki de tufan Ben Sami ustanın küçük kızı en çok mevsimler gibi düzenli aralıklarla kendinden giyinip soyunan kimsenin ağzıyla konuşmayıp kimseye kanadığını belirtmeyen Mushaf ı mahzen Hata payı veren bütün yapbozların kurcalandığı kuşaktan seğiriyorum gençliği yaşlılığından kavrayan ve bulutları gövdesinde dağlayan ve çevgeninde kocaman bir küstüm çiçeği beliren alnı yalnız senin için taşıyan Avuçları yumuk dünyaya yalgın bakışlı diyarlar kuran yitik, göçeri ve üryan Şiir kaymak bağladığında yaşıyorken İsmet Özel özerkliğini tanımayan ben: Canını verip ince sızılar ısmarlayan kendine sevgilisinden uzak ve sisli ve türlü giysiler yakıştıran yara kabuklarına ve kundaklayan dokunaklı rüzgarların attığı işaret fişenklerini kupkurusundan bir dal Boynumda yamalı devrimcilerin ve ahlak ahkamı kesen iyilerin ve kamalı infilaklardan geçen sözlerin taze sağın ilmeği aşkım, sevgilim, şiirim Kaç öğün, kaç sala, kaç vakit sa’y etmiş olsam da hâlâ dipteyim sayısız ve geniş ve çiçekli ve kendimi sevmeye değer bulduğum iç gömleği yarimin . |