Güneş Tüm Ömrüme Temmuz
son adımımı attığım andasın
sorgusuzca buğulu akşam pencerelerinde halsizce sararıp solduğum bu kuş uykusu sobalar ev içlerine küstahken üstelik üstelik gözlerimdeki fer damlacığı bulanıkken uzak musonları yanağıma taşıyan düşlerle bir gideceğim... krallar gibi ağırlardım bacaların yıldızlarla mahzun öpüştüğünü her köşesini sensizliğin çalardım samanyolundan hırsızlama daldığım zamanda bir sensizdi lakabım duvarlar aşınık denizler katedik sorular meraksız ama yine de kavşaksız sağanağında avunur durur içimdeki çöller kırsal esinlerle kalmıyorum ardından susuyorum da her ilkyazın konuşacağım... eski susuzlukları unuttum yokluğuna uzanan bir yokuşta güneş tüm ömrüme temmuzdu aklımda kıvrım kıvrım bir sevda döngüsü sonu gelmeyen bir beklemenin üzerinden haylice sesim şehirden kopuk tadım kalabalıktan rengim açık bir kapıdan şapşalca inanıyorum hâlâ karşıki yola inanacağım... kağan işçen... |