Ellerimin Ellerine Tesadüfüakdeniz zil zurna şakaklarımda erguvan ağacı güler yüzlü duraklarda ağlıyorum bakışların mayıs yağmuruna bırakınca uçurumlarımı gidişin başkalaşınca tüm anlam arayışlarıma yangınlar bile hile hurda yalan dolan ben yalan nedir bilmem gerçeğimi buldum sendeki inatçı gerçekte sulu sepken boşluklarda ellerimin ellerine tesadüfü kızgın şişler basarken darmadağın kanıma kirli kış bataklarına gömülüyor ruhum hiçbir kurtuluşum yok biliyorum sonlarım korkak ölüm açmıyor kitabımın kapağını sözcük dağarcığım zayıf saç tellerini sayıyorum konuşmak yerine... seni düşünürken ayrı ayrı yollarda çocuklaşıyorum bütün çıkmazlar tatsın diyorum yokluğunla avunmayı söğüt saçlım...serin ölümler gölgeleyemez bölüşmek acelemizi... ağlamak için olsun çıkmıyor sesim soylu ayrılığımıza ayakta susuyorum güzelliğinin sadeliğini ayakta karşılarken sonsuz ötesi akşam geceye fit gece sabaha zaman sonsuzluğa ve kuşlar maviyi unutur sensizlik başımdayken alçakgönüllü ölemem... ömrümün turna katarı gidersen yalnızlığım darılır göçebe hallerine türküler düşmez peşine tek neşemin kalmak öksüzleşir kalmaya kıyamam kalamam hiçbir yerde... kağan işçen... |