Akşam Koleksiyoncusu
çocukluğum yaşlanmıyor grilerde de
önce zamanı bilincime gömmeyi öğrendim eski sessizlikleri özlemeyi sonra bir yokuştan aşağı dolu dizgin sürgit diyor ömrüm doğru olana çocukluğumun balkonlarından bakıyorum hep bu acıya yakışan gülüşlerim ondan... ince çizgili lastikli pijamalarım emeğin çiy damlalı görkemlenişi her mahallenin benim mahallem oluşu sokak terliklerimin parmak kısmının yırtıklığı annemin eprimiş mantosunda kolonya kokusu en içten bir yolculuk hediyesi plastik saç tokası göğünde paramparça her yönüyle ince bir yağmurun... şiire de ömür adanır o herkeste aradığın gördüğündür belki de dirençle avunmak istediğin şu serinlik yeter ve yaşlanıyor gün ortaları başka başka eller tutmak değil ama yiterken dilimizde karlı dağlar yaşlandı her anı yanyana olan uzaklığın sanki bir son infilak bekliyor diyor bu tutkuyu her şeyde akla gelmiş gelebilecek ne varsa hepsinde onun için şahsen ben kendi adıma akşam biriktiriyorum gözlerimde özlemeyi de kaybedecek insan özletmeyi de öğretmek için karlı bir soğukla gelen kaybolmuşlukta... kağan işçen... |
özletmeyi de öğretmek için"diyen şair, nedendir bilmem "istemem artık gelmeni,yokluğunda buldum seni..." diyen üstadı hatırlattı sanki..kaleminize sağlık..
ve tabiiki yine tamlamalar kusursuz..