Gülşen'e Giremez Adım/ Ben geçmiştim yolunuzdan Hani gölge sanıp ezdiğiniz Bir bir her birinizin Ayak numarasını bilir gözlerim Oysa kaç gelin teli vardı saçlarımda Görseydiniz Yüz sürüp, bana ibadet ederdiniz. Suskunluğun çatısından Toplamadan düşen yüzleri Benim de beyazdı Çatık kaşlarımın arası Sorguladı yeşeren düşleri Kısık gözlüler Değmeden alnıma İsten kara çivi yazısı Hakikatin acı suyunda Köpürtüp düşleri yıkadım çehremi Güz örtündüm üşürken mavilerim Ve eski yazı okumayı Oldum olası beceremedim Ağlarken gülden kırmızı sütten ak dualarım Bendim umut etmekten utanan İç içe geçti eskidikçe yüzler niyet torbasında Bastıkça parmağımı Bir önceki acı kesti kafatasımı Zamandı okulu kulun geçtikçe durulur Sandım… Pimini çektim, sağ omzumdakinin Fitilleyip ölüm ateşini, yaktı sabır taşımı Dualarım şamarladı sol yanağımı Bir nisan sabahı Kanarak martıların kanat rengine Tanrıya daha yakınlar sandım Kursaklarına doldurup sağ kalanları Umdum, bekledim, düşledim Eksilip yitmiş olamazdı ismim // Kopuk parçaları yamalayıp Ben gök/yüzü geçirdikçe üstüne Gün geçtikçe silinen yüzümün Ne sustu ardımdan çoban yıldızının Kaval sesi Ne de eksildi kafamdan yarık izleri Dört ayaklı şeffaf masallara, üçkâğıt açtım Şeytandı oyun arkadaşım Çelmeye takıldım İki kâğıdım yan/dı biri ıslandı Camdan saksıda can vermedim manolyaya Kese kâğıdına doldurup öksüzün yaşlarını Ama… Soldurmadım Yaban gelinciklerini avuçlarımda İblisle seviştim Şeffaflığa ben de gebe kaldım Bu yüzdendir, her gün dokuz doğurmuşluğum İsa’nın şarabını tadıp ekmeğimi bandım Meryem’in gözyaşına Ekledim adımı Son kâğıda yazarken son duayı Tokadını yedim tanrının Yüzükoyun kapattım hayalleri Günahlardı babadan kalan mirasım O yüzden Gülşen’e Yasaklıdır ellerim ki, adımdır benim Blackless |
kutlarım şairi
sevgiler...