Yitik Çocuk
’İnce uzun yap/boz hayatlara
Sepyalaşmış bir sonbahardan geriye’ ...... Sislenip ürpermiş gece yarılarında bana seslendi icimdeki yitik çocuk. Buğulanıp nefesime karıştı . Kirli bir gramofonun fısıldayışları Çok eski bir hulyadan uyandı Soğuk düşlerimde bir kibrite kanıyorum Aynı yorganda iki suret gibi sadece susarak ama kulaklara dolan o nefes alışlarla kar altında ısınıyorum En çocuk/masum/katil haliyle az kullanılmış hayatları seçiyor kadın kendi vurgusuz hayaline. Yapraklar, yağmur yüzlü adamlar ve bağ bozumu hayaller... Artık bir gün ve diğer günlerinden ihanete uğratılmış titrek, koyu yüzlü Şubat. zamanı yitirdim düş sarkacında. Batık geminin güvertisinden ağır bir yaşanmışlıkla ve yavaş yavaş incitmeden eziyorum cümleleri. Ve biliyorum artık dönmeyecek kelimeler |