Tarih İzi
ilk griyi senden sonra anlamıştım
yırtık ayakkabılarımda ayaklarım soğuk mu soğuktu yürüdüğüm her şeye her yöne doğmaya yabancıydım hep senden sonramsa yoktu sensizlikten sonrası oldu her güneşli vakit erken uyanmayı böyle öğrendim kangren umutlara can hıraş heyecanlıyım hâlâ çünkü nerede ve kiminle olursan ol göğüs kafesimdeki sonsuzluk ötede diğer bütün sonsuzluklardan güzelliğini bir tek ben anladım soludum her renkte uzaklığını yokluğunla avunan bir benim o kadar ki özelim seninle ilgili o kadar ki bir ben bu denli yabancısıyım soluğuna sokulmanın bütün yağmurlar başından beri hep aramızdaydı ve bütün çocuklukları bir isyan bildim saçlarınla oynaşamamaya... uzayan bir dargınlıktı her yürüdüğüm ve ilklerin kışıydı bu ayrılık seramonisi sardı bütün kapıların önünü okul çağı sıkıntılarıyla dolu hırçınlıkta bir ağaca sığınmak yalın yalnızlığının tek adı yersiz yurtsuz tek adresi sabaha dargın uykularda bile anmak gidişini işte bu benim aykırı gülümsemem aymaz ayrılığıma sen gösterişsiz müziğiydin iç sızılarımın sen gönüllüsü olduğum evren adasının gizli sessizliğiydin sen med cezir sancılarının şaşkın dalgalarla en sıcak sohbeti rüzgarsız bir caddeye açılan herhangi bir perdenin hayatın başlangıcına ılıman sevgi fısıltısıydın solan renklerin canlı tatlara bıraktığı tarih izim benim bıraktığımız loşlukta kanatlanan kumrularla gönenecek zaman yalnızlık yakışmıyor diye bu ahenge ölümü ömrümden öte ikinci evrenim bildim ortasında sen varsın diye bütün karanlıkların... kağan işçen... |