Sararma
bakışlarımı hiç göğe yedirmezsin
yeşil bir gülü sana sunar gibi bakarım hep bilsen daha ne sabahlar saklıyorum bir günün ilk anında bakışlarıma bakışlarını uzay yapmak için... sözlerindeki yokuşları tek ben seviyorum tek ben biliyorum aklındaki dünyanın gizini en ince ayrıntısıyla içe dönük ağlamalarını yeryüzünden daha yakınım dudağındaki kıpırtıya... havalar sararmaya yüz tutunca sessizlik kaygısı başlar odalarda hüzün kokulu kumaş hışırtıları ömür çocukluk kuşlarını arar sensizlikle aramdaki duvarlar çoğalır katılaşır zaman içimdeki çığlığın yeri kaybolur bilirim sana ulaşamam adımlarım boğazımda düğümlenir... kağan işçen... |