Saklı LekeŞiirin hikayesini görmek için tıklayın Öylesine düşer kelimeler, kendi boşluğuna....
Dert düşmüş gönül bağına
Amansız acıların ertesi sarmış bedeni Sarmış da dağlamış ciğerleri Zamansız vururken ömrün güncesine Sessiz günlerin hikayesi Ağrıtır esmer bedeni, salmışken sızısı bağrına Tarifi olmaz ki hayatın Bir bedende bin leke Silinmez hiç bir dilde Katran karası günlerin, izinsiz savaşçısı olur insan Gülümsemeler eksik yüzün isyanı başlar usulca Çelimsiz adımların yerini alırken, güçsüz adımlar Ardından duaya başlar insan İnsafsızlığına yaşamın, aldırmadan Suyun yüzüne çıktıkça, intikamı alınmamış Yarım kalmış sevmelerin bedeni Kokusunu salar acının güncesi Doğuştan vurmuşsa kader denen tellalın tokmağı hayat baharına Çoktan yol alınmıştır, eskitme kokmuş bir dünyaya İsyan bu ya, dil söyler kalem yazar Onca birikmişlikler, garip dünya ya yol açar Kilidi olsa ömrün, insan kaç vakit acıya kapı açar Sustukça yürek kanar Kanadıkça kırmızı yarınları boyar Sessiz haykırışların, kaleme küstüğü vakitlerde.... s.ç |