Asil Ve BeyazŞiirin hikayesini görmek için tıklayın Ayrılık ne biliyor musun?
Ne araya yolların girmesi, ne kapanan kapılar, ne yıldız kayması gecede, ne ceplerde tren tarifesi, ne de turna katarı gökte.. İnsanın icini dökmekten vazgecmesi ayrılık! *Ş.Erbaş sen turkuaz gözlü fırtına kuşu göletlerde mola verdiğin o mevsim mevsimine sığdırdığın ufacık bir çocuktu yüreğim güneşe benzeyen gamzelerim vardı bilir miydin kızılcık şerbetleri kaynatırdı annem deliler gibi kitap okurduk ben ve kardeşlerim omuz başlarıma bırakırdın dudak izlerini gizliden özgürlük kokardı her birisi gider uyurdun sonra ben ise şiirler yazardım, uykularınca ben seni öldürmeye çok yeltendim aslında ama ne hikmetse dirilişin oldu hep cenaze törenlerin haziranı eylül gibi yaşadım ve sonra senli gelgitlerimde dev bir titreşim gibi büyürdü özlem gelmeyeceğini bile bile dikilirdim o köşeye kırık kalbimi kim onarırdı bilmem adi bir migren nöbetiyle birlikte kusardım istasyonun kaldırımlarına bekçiler onurumu toplardı kan akmazdı beynime korunaksızdım yabancı ve kirli bakışlar arasında gümüşbelli bir fenerden takip ederdim gelişini kimi zamanlarda kinli bakışlarla.. koca ağızlı bir martının sığınağından sarkıtırdım kendimi ya da bir düzine oyuncak doldururdum eteğime ikimizden bir oyun kurardım işte silip silip yazdıklarımızla birlikte koca bir de yalan ekliydi sevdamız üzerine -ö l ü m tek başına kalmaktı oracıkta- asildim ben hep beyazdım sevgili hiç değişmedim kirletmedi beni ayrılık.. Çiğdem Parlayüksel |
öyle vahşi bir tad ki dayanılır gibi değil `' Atilla İlhan
hatırladım birdenbire bilmem nedense
ayrılık temizler
ayrılan yok
ayrılış var
damla
dama
kâleminizi defterde keşfetmek çok güzeldi
her dem mürekkeb-î şiirle
.
YAŞAYANKELİME tarafından 9/16/2015 1:53:53 PM zamanında düzenlenmiştir.