Kör Bir Sağanağın Ortasında
idareli harcıyorum ara sokak yazlarımı
sesinin gölgesinden kalan ruhum traşsız zencisiyim uzağının da kör bir sağanağın ortasında menzilsiz ürpertimde kalan yaralı soluğunla avutuyorum incinen yorgunluğumu... kaçak saatlerde tarihleşirdi ince fikirli gözlerini kırptığın kentin örtemediği burukluğa ve ne olursa olsun her şey yarım kalacaktı saçlarımıza dost ağacın kokusu haylaz arının afacan müziği telveye bıraktığın sevgili anı sonralı düşüncelerindeki yalnızlığım yarım kalacaktı yalınayak birlikte büyüseydik ipek boylu zamanlar eğirir miydik ufka acaba... her yolda ayrı bir öyküyle kandırdım mutsuzluğumu yollar bitince kapılara niyetli kapılar bitince değişik ölüm çareleriyle... ben çocuk bile kandıramayan ben... kandım mutsuzluğumu kandırdığıma... kış gelir korkusuyla yaşamaktır ellerinsizlik kuşları yatalak görmektir göç düşlerinde ve hangi eşiği aşsam başka bir adam olur seni seven suskunluğum çarpılır bu yalnızlığa kent bir parkın öğlen sonu homurtusu duyarsız bir caddenin beni unutturur yalnızlığım da... kağan işçen... |