ŞİİR-17Şiirin hikayesini görmek için tıklayın Ha gayret " dilek yıldızı" az kaldı şiirin "ş" sini yazmaya...Ama daha çoookkk çalışman gerekiyor çoookkk...henüz elma demedim kaybol saklan, şiire yakın birşeyler yazmayı başarana kadar.. :-)
KAPI ZİLİ
Gelsen keşke yapraklar sararmadan Gittiğin günün inadına dönsen mesela Nisan yağmurlarında ıslatsak dudaklarımızı Bakışlarımız şafaktaki güneşi gülümsetse Çalsan şimdi tozlu kapının zilini Eteklerim zil çalıp, koşsam durduğun eşiğe Karşı komşuya aldırmadan öpüşsek kapı arlığında Kokun dolsa yeniden odalara Duvardaki koparılmamış takvimi güncellesek Resimlerinin yerine baksam senin yüzüne Çay demindeki kelimelerimiz sohbetimizde sevişse Sen baharı anlatsan… ben de sana pembe öyküler Vuslata ermiş sonu mutlu son olanlardan Gitmeden postaneye versem sana Senin için yazdığım mektupları Okurken izlesem sardunyanın yanındaki seni Yok sayıp ayrılığı sarılsak yine o eski günlerdeki gibi Okkalı bir imgeyle tarif etsem özlemini Ben çöl sen yağmur olsan düşsen üzerime -Çöl yağmurum olup yanaklarımı öpsen- Yine o eskilerdeki gibi…. * Anlaşıldı bu akşamda gelmeyeceksin Sabahtan su verip sardunyaya Geceyi beklemek kalıyor geriye Alıştım artık yıldızların ışıltısındaki durakta oturmaya… Sanrılarım yine zile bastı kaçtı Biliyorum ki çalan sen değilsin Zili söksem de kapıdan çalıyor hep yüreğim Hırsızlık ettiğin bir aşkın tozlu kapılarında kalırken ben Sonbahar hediyesi bir yaprak Düştü avuçlarıma saçların gibi onlarda sarıydılar…. Yaz ortası kapı aralık,ıslanarak üşüyordum işte Bu şiir aklıma gelmeden önce sen gelmiştin düşlerime Üşüyorum işte…. ağustos içindeki sensiz zemherilerde…. "gecenin siyahı zil,yıldız sen oluyordun...görüyorduk ama dokunamıyorduk...hatıralardan kalan zamanın sesleri düşlerimizde çalınırken.." |
Gittiğin günün inadına dönsen mesela
Nisan yağmurlarında ıslatsak dudaklarımızı
Bakışlarımız şafaktaki güneşi gülümsetse
Çalsan şimdi tozlu kapının zilini
Eteklerim zil çalıp, koşsam durduğun eşiğe
Karşı komşuya aldırmadan öpüşsek kapı arlığında
Kokun dolsa yeniden odalara
Duvardaki koparılmamış takvimi güncellesek
Resimlerinin yerine baksam senin yüzüne
Çay demindeki kelimelerimiz sohbetimizde sevişse
Sen baharı anlatsan… ben de sana pembe öyküler
Vuslata ermiş sonu mutlu son olanlardan
Gitmeden postaneye versem sana
Senin için yazdığım mektupları
Okurken izlesem sardunyanın yanındaki seni
Yok sayıp ayrılığı sarılsak yine o eski günlerdeki gibi
Okkalı bir imgeyle tarif etsem özlemini
Ben çöl sen yağmur olsan düşsen üzerime
-Çöl yağmurum olup yanaklarımı öpsen-
Yine o eskilerdeki gibi….
*
Anlaşıldı bu akşamda gelmeyeceksin
Sabahtan su verip sardunyaya
Geceyi beklemek kalıyor geriye
Alıştım artık yıldızların ışıltısındaki durakta oturmaya…
Sanrılarım yine zile bastı kaçtı
Biliyorum ki çalan sen değilsin
Zili söksem de kapıdan çalıyor hep yüreğim
Hırsızlık ettiğin bir aşkın tozlu kapılarında kalırken ben
Sonbahar hediyesi bir yaprak
Düştü avuçlarıma saçların gibi onlarda sarıydılar….
Yaz ortası kapı aralık,ıslanarak üşüyordum işte
Bu şiir aklıma gelmeden önce sen gelmiştin düşlerime
Üşüyorum işte…. ağustos içindeki sensiz zemherilerde….
Güzeldi severek okudum...
Yüreği kalemi selamlıyorum üstadım
Kalemin daim olsun
Saygılar selamlar