TAKVİMLERDEN DEVŞİRDİĞİM BÜTÜN CUMARTESİLERİ SAÇLARINA SABİTLİYORUM
Rüzgar,illagal sözcükler bıraktıkça avuçlarıma
göğü katlayıp koymak istiyorum cebime Bilmiyorum hangi mevsimsin ama hep böyle dur gümüş rengine döner su sana baktıkça günün her saatini anlatıyor yüzün ama hep böyle dur suyun kıyısında söğüt ağaçları gibi aramızda biri kımıldasa öleceğiz ’babasını ilk reddedenler değildik’ hani bir umut? Bu gün cumartesi yakamoz gülüşlü ve ben bu gün son defa içime çekiyorum rüzgarın getirdiği teninin kokusunu çarpıp kapısını şehrin yollara düşmeden az evel her kes umutlarını çamaşır iplerine asıyor oysa sen bahçende iğnesi kırık şarkılarınla bir boşluk bıraktın olsun! umursamazlığını bir kenara bırakıp içimde dökemediğim ne varsa duvarlarına yazacağım bu şehrin sabaha kadar koşturacağım peşimden devriyeleri ben koştukça çoğalacak ardımda güle oynaya kırmızı yanaklı çocuklar Şiirsiz ve şarkısız kaldık beklemedin Cumartesi olsun yüz denizinde şimdi ’’Hayata bir defa,yalnızca çocuk gözleriyle bak olur mu?’’ |