Tülden ince bir notaherkesin bellidir sözcükleri benim de belli yiter güneşi geren bulut birazdan bana göre dilim, sütten çıkma ak kaşık yediririm insanlara sevdikleri aş tadında ama kim sevmezse gerçekleri burun kıvırır güzellik ustası ozan bahara giren ağaçlar gibi görmek ister halkını kuraklıktan çatlayan toprak damarlara bulamazsa su gönderir gözyaşından geniş çukurları, nehirleri doldurur gözyaşı suyu çocukluktan beri ilerleyen sızıntı bebeğine giysi diken küçük kız depremli toprak evde ilk düşlerini kapar gözlerine "güneşli pencereli evler doyurulan yoksullar" mantosuz, hırkasız çocuklar sokağında çiğdem sapıdır ince, düşünür neden gökler benden çok büyük karıncadan kara, karıncadan küçük tülden ince elleri bir notaya dokunur o notada annem inek sağar, tarla eker topuklarının çatlağı hiç düzelmez elleri tırtışlı beton daha çiçekler örer,dantel dantel gözünün önüne birikir irinli su yarınları demler ırgat ağası görünümünde ırgat çalışın der, çalışmak da ibadet doğuştan işçiler kırın şeytanın belini! tepenize binen göğe karşın şeytan durmadan esniyor güneşin gözünün içinde başınızın üstüne alın ilerleyen ayakları masmavi işte bulutu azalan baş o notada sıkı sıkı örtük saçım vişne çiçeklerinin altında sarı papatyadan süzgün dala asılmış bir bez gibi asılırım yaşama yaşantım mı kaygan ayaklarım mı? son adımı hiç beğenmeyen ilk adımla değişen ince bir notayla o notada kader değildir keder dinlenir annem! Nazik Gülünay |