Kafiye Yangınıgözleriyle yüreğime masallar anlatan adam benim için biraz ses/siz olur musun içimde suretleri morarmış kadınlar var, hayallerine su katılmış mavisini kaybeden masumiyeti dalgaların sesinde arıyorlar siyanür mevsimlere taş fırlatıp kaçan yaramaz bir kız fırtına gölgelerinde dans ediyor ve ibadet eder gibi üç gecede bir boğuluyor susar mısın bir kaç kulaç sonra öleceğim götürmek için beni uzak ormanlara yağmur yanıma çöktü korkuyorum şuurunu kaybetmiş bir sabah gibi pılını pırtısını toplayıp gitmiş yarın o yüzden yırtık yüzlerimizde sis babam yalancıymış yarınlarda, yarınlarda mutlu günler yokmuş ıssızım, çirkinim karamsar bir pencereyim kızıl bir sloganla bana bakan aydedeye güceniğim sokaklara serilmiş ölümlere, dağlardaki gri gölgelere kuş palazından tanınmayacak hale gelmiş güvercinlere güzel gülümserim bir dünya dolusu felaketten kaçırabilirim kelebekleri ama gel ve gör ki kalp kapakcıklarımı tıkayan kurumuş yaprakları toplayamıyorum felek denilen yılanın sayıkladığı bir rüyayım lanet olsun uyanamıyorum yeni yetme bir haz ,bilgisayar ekranlarından üstümüze abanırken yaşı geçmiş baharlar köy kahvesinde unutulmuş kalmış mıdır huzur arayan rüzgara ruhumuzu katacak bir sevda perdeyi çekmeliyim bu hüzünle cinnet geçirir moleküllerim geceyle sevişme saatleri üç beş şiirle kutsanır birazdan aşkın kuyruklu yalanları katlanamıyorum yok olmaya çığlıklarını duyuyorum gözlerinin susar mısın mevsim yazdır, ıslaktır saat insanın yükünü taşıyamamaktan, aynalarda bile esinti yok, ağırdır kokusu dünyanın ve düşlerin soru işaretlerine umarsızdır, koca nazlı bebek ses/siz olur musun biriksin gözlerinin içinde intiharım ben adı dokunamamak olan sonsuz bir sanatı sevdim içimdeki yüzyirmi kadının yüzyirmisinin de gidişi uzaklaradır masalların koynunadır sen dersen aşk olurlar de ki ölüm mührü vurulup zarfı kapatılan bir mektup olurum Tanrıya toprak gibi acı gibi hürlük gibi sen gibi ses/siz olurum bakışlarında, kafiye yangınıyla bir olurum adın aşkın krallığıdır tüm haritaları ve tüm takvimleri yakıp uçsuz bucaksız yönsüz zamansız hiç keşfedilmemiş yerlerde kaybolurum.. |
yaşı geçmiş baharlar köy kahvesinde unutulmuş
kalmış mıdır huzur arayan rüzgara ruhumuzu katacak bir sevda
perdeyi çekmeliyim
bu hüzünle cinnet geçirir moleküllerim
geceyle sevişme saatleri
üç beş şiirle kutsanır birazdan aşkın kuyruklu yalanları
katlanamıyorum yok olmaya
Kalemin daim yüreyin var olsun saygılarımla