Acının En Sık Uğrağında
kent yalnızlıklarıyla sarsılıyor
ikindileri yaşama sevinci hiçkimsenin yalnızlığı benzemiyor başka hiçkimseninkine acının en sık uğrağında sıradan muştusu gözleri oyulmuş orta halli bir evin sabah çaylarında ağlamak kadar ölümsüzüm... yaz akşamlarıyla tamamlanıyor avunmak ve lekesiz bu mutsuzluk serin bir esintiyle köreliyor karabasanlarda bu ıssızlıkta hiçbir son yabancı gelmiyor anılara muhtaçlığa her şeyin eskisi güzel diyorum kendime sadece annelerin yemeğe ve uykuya çağrışı aynı annemi özlediğim kadar uzun yaşıyorum... sahipsiz bir ıslıktan bile korkar olunuyor bazen bazen yatak altlarında biriken bitmemiş kitaplarda hayat öğrenmeye çalışılıyor başarısız intiharlar tatlı bir kaçamağa dönüştürülüyor bazen samimiyetsiz şiirlerde ve bazen ıslak güz otlarına düşer gibi düşülüyor yalnızlığa bir başkasını göremeyecek kadar büyük bir yalnızlığa hiçbir araya sığmıyor ömrüm sonsuzluğa yayılıyorum... kağan işçen... |