6
Yorum
5
Beğeni
5,0
Puan
1578
Okunma

Yorgundur kanatları göçmen kuşların
Acıların süpürge çaldığı sonbaharlarda
Takvimler ıslağından düşerken mevsimlerin üzerine
Sahipsiz gemiler yanaşırdı eteğindeki limanlara
Saatler hesapsız zamanın elçiğinde
Dakik kalırdı sarı, düşüreceği yaprağına
Akasyaları sallarken üşürdü güneş
Kırlangıç kuyruklu soğuk düşerken bir şehre
Evlerin kırılırdı çatıları
Ayın şahitliğini yaptığı aşklarda
Bir soğuk bir sıcak yakardı tenleri
Buğulu camlardaki isimler kalırken sislerde
Enkazında çökerdi antik şehirler
Tarihten şırıngayla bir aşkın öyküsü ç/ekilirdi
Dil ıslatmak için diş kanatırdı dudakları
Ve bir kemanın tellerini parmak serinletirdi kanıyla
Issızlık doğar susuz suskun akşamlarda
Yıldız yakımlığında aydınlanırdı odalar
Düşerdi ay yakamozundaki denizlere
Toplardı beyaz kanatlı martılar IŞIKlarını
Sevişmelerin terli ayrılığın don tuttuğu geceler
Mahpusluk zincirleri vurulurdu uykulara
Penceredeki bulut kan dökerken kaldırımlara
Islanırdık kan gölü düş okyanuslarında ayrı ayrı
Ağlardık biz bize
Temizlemek için su dökerken özlemlerimize
Büyütürtük sararmış dünyamızdaki sardunyalarımızı.....
ıslak...ıslak..ben giderken yangın yağrıran bulutlu bir kente...aklımda hep sen ıslak...
5.0
100% (4)