Tırnakları Kirli Yanakları Çizik
anılardaki toz
ayrıca kurak bir yaz kovalamaca teri damlarda aynalılar suda tenekelerde süs biberi cibinlik kokularıyla iner gölge dizim dirseğim yaralı daha o zamanlardan çıplak ayaklı koşmayı seviyorum... çıkınlara sarılı aylığımız mutfakta katı yağ kokusu haşlanmış yumurtanın kokusuyla okul yollarına açılır gözlerimiz karşı evin perdeleri de açılmış sokağın ucuna doğru umudun elma yanaklı gümbürtüsü bulutlarla yarışıyorum... devlet kumaşından lastikli donlarımız yünlü hâki apış aramızda yünlü alerjisi naylon terliklerimizin uçları düşük akşam baskınlarını yıldızlarla avutarak ovuştururuz gözlerimizi komşu kızlarını düşünür olmuşuz kirli sarı pencerelerde sevdamız tek zulamız... karşıki dağı bellemeden uzağı çekmiş gözlerimiz küçük kent yalnızlıklarında büyük düşlerle yeniden kurarak dünyayı hastalanmışız özlem moru ufuklara dargın kış ortası sorusuzluklarına ateş yaz ortası sorularına serin hiçbir zaman burjuva olmamışız tırnakları kirli yanakları çizik konuşkanlığı "suçlu" çocuk işçi çocuk işçi toptancı emekçi toptan emekçi el aldı türkülü sevdamız zayıf yanımız... "yar mı demeli ona is kokulu hayat telaşı mı griye yatkın ölüm kabuslarına mahkum eden yaralı öykülerimizi" "yan yan bakışlarda yoksul ön ön gülüşlerde yoksun can can sarışlarda dargın kan kan gidişlerde yorgun senin..." kağan işçen... |