8
Yorum
7
Beğeni
5,0
Puan
1432
Okunma
Yaralı kelebekler yuva yapardı toprak kokulu avuçlara
Sokakların boynuna kaşkol olurken merhamet
Avutulmuş nasırlı yüzlerde kalırdı akşamın gölgeleri
Kirli eller çöpten toplarken katıksız kuru ekmekleri...
Yutkuntularım düğüm atardı boğazıma
Göz kanamalı, göz seğirtmeli kör bıçak kesilirdi bakışlar
Milyolarca kez hançerini saplardı insan manzaralarım
Yalınayak bir çığlık dolaşırken tükürüklü caddelerde...
Yangın yeri kıtlıkları alev alırdı yetimliğinde gezenleri
Kıyısındaki çöplük sofrasını çoktan kurmuştur
İki dilim küflü ekmek ziyafetiydi baş döndüren
Uzak kalırdı çikolatalı pasta resimleri...
Çöp kokulu kirli kedilerim ortak olurdu ziyafete
Bahar sırça köşklerdee yaşarken kış yalnızlar için koşardı sokaklarda
Ağustos ayazı çarpar yıkardı gözlerindeki hüznü
Simit susamı dökülürdü karıncaların sırtına...
Serçe ötüşü saatlerde toplanırdı çöpler
Sevişmeden yorgun yatan bedenler üryan tüylü yorganlarda kalıyordu
Diğer kalanlar çöpe düşen lokmalarıyla bir aşk yaşardı
Yaşananlar tokatını çarparken sol yanıma
Yaşarmış sağnak gözlerim bir buğuya resim çiziyordu...
Sarı boynu bükük buğday başaklarım sallarken gözlerimi
Kanadı kırık kelebekler çoğalıyordu toprak kokulu avuçlarda
Sabahın ilk aydınlığında son nefesleri, ezanlara karışır akardı
Ruhta bir rıhtım çökerken, çöpcülerin ellerindeydi ekmekler...
5.0
100% (6)