Düş İlacı
bana eski bir ağustosu getirdi
bu sıcak şarkı gözümün önünü göremedim öylesine yalnızında siyahın ağaçlardan öğrenirken rüzgarı küsmüştüm ya hani saçlarına onu getirdi birden aklıma bu eskimez sızısında ayaklarımın havam çocuk havası ağlasam da hep aynı o ilk kar telaşı çelişkisi mevsimli... sulak bir boyutunda olmalıyım parmaklarının tek tek öykülerini düşünmenin içim üşüyor gözden kaçanlara aşksa hepsine bir yaprağın saçlarında kalan ıtırını kim görebilir ki başka yüreği hop hop ederek karıncalara zamandan bir hapishanede ama olsun insan aşksa eğer hepsine adsız bir bulutun ardında büyütür özgürlüğü mutluluğun ilk anı sancılı... dudağınla eş değer tüm kırmızı yaralı soğuklarda düş ilacı gibi ve sevdiğim tüm şarkılara uyuyor bakışların gözlerinle söylediğin de dahil bazan tutunduğum da oluyor bu eskimişliklere çağrışımlardan öteye taşarak düştüğüm de oluyor bu ölüm oyununa ölmek istemiyorum... denizi olanları kıskanıyorum sonra yolu en fazla elli hanelik köye olanları değişik diller kullanmayı seviyorum acıya yeni anlamlar verirken yalnız yüreğim bu sıcak şarkıda olduğu gibi alaşımları yumuşacık floransan lambalı bir odada sarmaşıklı açık mavili duvarın önünde samimi bir sohbette olmak gibi... kağan işçen... |
yolu en fazla elli hanelik köye olanları
değişik diller kullanmayı seviyorum
acıya yeni anlamlar verirken yalnız yüreğim
bu sıcak şarkıda olduğu gibi
alaşımları yumuşacık
floransan lambalı bir odada
sarmaşıklı açık mavili duvarın önünde
samimi bir sohbette olmak gibi...
tebrik ediyorum güne gelen şiirinizi.kaleminiz daim olsun