Kimsesiz Bir Ayrıntı
günler uzayınca acılar da uzar
baştacı olur sıkıntılı yaz geceleri tatil düşleriyle törpülenen öfkenin ucunda bitmez arayış kalbim en çok yazları yanılır ve beyaz bir ölüm açılır ufkunda nefesimin sen’in adı yokluk olur ter ter dökülür yüreğimin boşa çırpınışından... bakımsız evler çevreler caddeleri palmiye tozlarıyla dolar genzim bütün o yoksunluk şaşaasının içinde yarına dair kimsesiz bir ayrıntı kalır dilimde... güneşin ağzında bir deniz dönüşü hüznü kirlenmişliği yıldızlar karabasanlılarsa bir de tüm gerçekler yanılır hafif yanıklarla atlatılır sandığın boğazında düğümlenir beklentilerini sarımsı bir ağrı karşılar balkonlu bir boşvermişlikte silinirsin aşk da silinir sonsuzluk ölüme gebe kalır... önüm arkam sağım solum sobe derken açılmamış gözlerimle gideceğim sarsak yazları böylesine sıkıcı aksak kışları bu kadar kapalı baharları oyuncu bu gürültüden kaygılı okul yollarından uzak bir köye... şehir kurgulamalarımı bıraktım nehir sorgulamalarımı yaktım kaldırıp bir kenara attım şiir yargılamalarımı en azından "o an" için... ve hiç olmayan diğer yarımı cam gibi keskin bir kayalıktan dünyayı izlemek doldurana kadar "o an"ı sonuna kadar uzattım... kağan işçen... |