Dostlarımızın bize gösterdiği sevgiyi abartmamız, duyduğumuz minnetten değil, takdire ve sevilmeye ne kadar layık olduğumuzu herkese göstermek içindir. LA ROCHEFAUCAULD
Paylaş
sonsuz sessizlik bana verdiğin kaç kez açıp kapıyorum gözlerimi yoksun yokluğun ne uzun bir yol git git sonu gelmiyor
beni düşünürmüşsün neye yarar ellerimi ısıtmayan düşünce ne soğuk gözlerime ulaşmayan özlem yüklü bakışların ne anlamı var
seni düşünmek bana yetmiyor seni özlemek te dudaklarımı bulmalı dudakların içimizde duymalıyız can veren sesi yaşam sirenleri çalmalı ellerimiz birbirinin
bir papatya açmalı,ya da kadıköy çiğdemi sesimin içinde canlı sesin her gece bağdaş kurmalıyız sevgiye okuduğumuz bir kitabın düşünde
dudaklarımı ısırmak, seni özlemek bana verdiğin seni hayal etmek bana yetmiyor ellerim belinde omzumda olmalı ellerin güneşi aymalı bir yıldız
sensiz günleri sevmiyorum sevgilim bir adım atmak bile zor sensiz yarın olmadan bugün gelsen bilemediğimiz o yarın var mı bilsen..
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Sensizlik şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Sensizlik şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
ben şikayetçi değilim aslında bu durumdan. üniversite hayatımı hatasız, yanlışsız tamamlamamı buna bağlıyorum ki çok dağılan olmuştur ailesinden uzaktayken.
sonsuz sessizlik bana verdiğin kaç kez açıp kapıyorum gözlerimi yoksun yokluğun ne uzun bir yol git git sonu gelmiyor
beni düşünürmüşsün neye yarar ellerimi ısıtmayan düşünce ne soğuk gözlerime ulaşmayan özlem yüklü bakışların ne anlamı var
seni düşünmek bana yetmiyor seni özlemek te dudaklarımı bulmalı dudakların içimizde duymalıyız can veren sesi yaşam sirenleri çalmalı ellerimiz birbirinin
bir papatya açmalı,ya da kadıköy çiğdemi sesimin içinde canlı sesin her gece bağdaş kurmalıyız sevgiye okuduğumuz bir kitabın düşünde
dudaklarımı ısırmak, seni özlemek bana verdiğin seni hayal etmek bana yetmiyor ellerim belinde omzumda olmalı ellerin güneşi aymalı bir yıldız
sensiz günleri sevmiyorum sevgilim bir adım atmak bile zor sensiz yarın olmadan bugün gelsen bilemediğimiz o yarın var mı bilsen..
30. 8. 1991 / Nazik Gülünay
Duygu ve sevdalı yüreğin sesi ne güzel yansımış satırlara üstad Kalemine yüreğine sağlık Saygılar selamlar
Yani şimdi bu mısralara yansıyan duygusallığın yaşını öngörmeye çalışıyorum, olsa olsa otuz filan, hadi hata yapmıyayım marjlı düşüneyim diyorum, en fazla Cahit Sıtkı Tarancı'yı anıyorum, demeki oniki on üç yaşlarınızda bu şiiri yazmış oluyorsunuz ki, ben de böylelikle hayranı olduğum bu kalemin gizemini çözmüş oluyorum, ne bileyim şiirlerin Say'ı olduğunuzu, yetenek demek ki çocukluktan geliyor..
Çok güzeldi yine Gülünay Toprağım, harikaydı Saygılarımla, çağatay
Ya napiyim de yanıtınızda gülücük işareti filan göremeyince tırstım bir an acaba ne hata yaptım diye, şirinlik olsun diye öyle yazdıydım GÜLÜNAY HANIM : ))
Ya ne bileyim spontane oldu öylesine hanımefendi, yazdıklarımın çoğu espriliydi ama bazı yerlere gülücük koymayı unutmuşum : )) dediğiniz üzere ne önemi var yaşın, ben hem vallahi hem billahi kendimi 30 da bile görmekte zorlanıyorum, sonuç itibariyle daha tek ak yok saçımda, kusura bakmayın sohbeti uzattım : ))
On yaş fark yok bunu söyleyeyim ama gerçekten yaşla ilgilenmiyorum. Nedense her zaman herkesten büyük oldum, önce ailenin büyük çocuğu, arkadaşlarının büyüğü, bana sorarsanız çok gencim. Yaşlı hissetiği an insanın yaşlandığını görüyorum. İstesem de yaşlanamam. İçinde bulunduğum yaş sayı hesabıyla beni ürkütmeli aslında, o yaşta değilim ki üstüme bile alınmam..
Kesinlikle şaşırmam, fiziken benden en azından bir beş on yaş büyük olduğunuzu tahmin ediyorum ki ben ellibir yaşıdayım, zira insan ister istemez şiir ve yazılardaki ifadeler, yerler, konular, aile, çoluk çocuk, hoşlanılan müzik türleri , sevilen yazarlar, anımsanan tarihi olaylar vs vs gibi pek çok veriyi bilinçaltı depoluyor belleğine ve otomatikman profilleşiyor ve gün be gün güncellenerek belirginleşiyor, ama ruh yaşınız maaşallah gepegenç.
Sandığından yaşlıyım, babam derdi de on beş yaşındayım diye gülerdik, gönül yaşım her yaşta, genç, çocuk ,yaşlı.. O nedenle şaşırırsınız. Şiirlere tarih atıyorum ki biraz daha belirginleşsin diye.
Çok teşekkürler, bugün şiirlere bakıp okuyamadım, şimdi sayfana bakacağım şiir yazmışmısın.. Samimi şiirlerini beğeniyorum.
Ruhumuzun mayasında sevgi var elbet, bir yanımız eksiktir tatmayınca. Hangi gönül yabancısı, kalp bedende atarken kanı sevdiğine akar insanın. Hayali söndüremez özlem denen o ateşi! Ancak ve yegâne göz göze, el ele yarım iken bir bütün olmalı… Nice gönüllerin ortak sesi niteliğinde bir seslenişti şiiriniz. Bütün samimiyetimle kutluyor, şiirler ve dostluklar adına kucak dolusu selamlarımı, saygılarımı sunuyorum…
sensiz günleri sevmiyorum sevgilim bir adım atmak bile zor sensiz yarın olmadan bugün gelsen bilemediğimiz o yarın var mı bilsen.. ..... sevdayı seneler önceden nasılda güzel işlemiş kalemin, varolasın...sevgilerimi gönderiyorum sana iyi geceler canım...
Yıl 1991,aylardan ağustos sonu...ruhların,hazan mevsiminin kokusunu yavaş yavaş duyumsamaya başladığı günler...ve,O yok..."yarim istanbul'u mesken mi tuttun"diyen kızın hasreti ilmik ilmik işlemiş yüreğe...İlla da değmeli eller ellere..dudaklar dudaklara...bir fotoğrafa bakar gibi olmamalı sevda...illa da yar gelmeli dizimizin dibine...Yaman bir hasret türküsü tutturmuş şairemiz...dilinde hep kavalın o yanık nağmesi...naparsın ki,hasret sarmalayınca yüreği,yangın yerine dönünce yürek,işte böyle dökülüyor dizelere yanık yanık avazlarla...
tebriklerim,hasret sevdalılara tercüman olan eserinizin içtenliğine ve paylaşımınızadır...selamlarımla...
Öksüz kalır sevinçlerim
Bölünür kalbim iki parçaya
Kaybolur gülüşlerim
.yokluğu ölüm gibidir.
Kutluyorum kaleminizi ve yüreğinizi. Saygı ve sevgi ile kalın.
Hikmet YURDAER