Maktul aşklardan geriye kalan kırık kalemler saplanır sırtıma Tutanaklar tutanaksız siyah yazılarla yazılırdı alnıma Al lekeler dökülürdü beyaza, kara tüller örtülürdü pencerelere Rüzgâr ıslığında ölüm kusardı sehpalara, baharlardaki dallara...
Yağlı ilmeklerle yırtık bir kâğıttaki şiir sallanırdı Umut kimi zaman salıncakta kimi zaman beşikte büyürdü takvimsiz Kaynatılırdı kozasından çıkamamış kelebek kazanındaki çığlığında Çekilirdi kazanlardan incesinden beyaz ruhlar gömleklik gelinlik...
Kozasını delmeyi başaran kurşun yaralı kır uzağı kelebek Bebek uykusu gülümseme ilk kanat çırpış maviye Ben ölmedim vuruldum kaynatıldım ayakta durdum çekilmedim Çekilen bir damarlarım birde gelgitindeki deniz oldu...
Unutmadım üç tarafındaki denizdeki balığı yosunla beslemeyi Piraye kadar sevdim Tahirli Zühre’mi en çokta memleketimi... İki metrelik avucum yürek kollarımla düşlerimin arasına aldım ruhumla Ufuktaki güneş gömüldü ben gömülmedim Araflarda aradım vatanımı...
Bıraksalar temiz eller sallayacaktı onlardan önce ben vururdum sehpama Ağır gelir naşım dokunmayın ufalanmış kemiklerimi sızlatmayın da Biraz Piraye kokusu, bir avuçta memleket toprağı getirin üzerime Tahir ve Zühre aşkına beni bu Araflarda memleket hasretinde bırakmayın. ...
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
NAZIM.... şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
NAZIM.... şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
Rahmetli Nazım Hikmet üstada çok güzel bir şiir yazmışsınız tberikler. Kutluyorum Şairin bir şiirini ekledim.
Memleketim
Memleketim, memleketim, memleketim, ne kasketim kaldı senin ora işi ne yollarını taşımış ayakkabım, son mintanım da sırtımda paralandı çoktan, şile bezindendi. Sen şimdi yalnız saçımın akında, enfarktinda yüreğimin, alnımın çizgilerindesin memleketim, memleketim, memleketim…
Bıraksalar temiz eller sallayacaktı onlardan önce ben vururdum sehpama Ağır gelir naşım dokunmayın ufalanmış kemiklerimi sızlatmayın da Biraz Piraye kokusu, bir avuçta memleket toprağı getirin üzerime Tahir ve Zühre aşkına beni bu Araflarda memleket hasretinde bırakmayın. ... Nazımı anlamak şiiri anlamaktır. Nazmı anlatabilmek şiir yazabilmektir. Nazımca düşünmek onu ve sevgi dolu yüreğini sevmek demektir.SEVEMEYEN UTANSIN Sevgili şair. Bu kadar uzun dizelerle hiç yalpalamadan zor bir çalışmaya imza atmışsınız. Beğeniyle okudum Paylaştım. Belliki bu etkili kalemi okumakta geç kalmışım .(((((((
Maktul aşklardan geriye kalan kırık kalemler saplanır sırtıma Tutanaklar tutanaksız siyah yazılarla yazılırdı alnıma Al lekeler dökülürdü beyaza, kara tüller örtülürdü pencerelere Rüzgâr ıslığında ölüm kusardı sehpalara, baharlardaki dallara...
Yağlı ilmeklerle yırtık bir kâğıttaki şiir sallanırdı Umut kimi zaman salıncakta kimi zaman beşikte büyürdü takvimsiz Kaynatılırdı kozasından çıkamamış kelebek kazanındaki çığlığında Çekilirdi kazanlardan incesinden beyaz ruhlar gömleklik gelinlik...
Kozasını delmeyi başaran kurşun yaralı kır uzağı kelebek Bebek uykusu gülümseme ilk kanat çırpış maviye Ben ölmedim vuruldum kaynatıldım ayakta durdum çekilmedim Çekilen bir damarlarım birde gelgitindeki deniz oldu...
Unutmadım üç tarafındaki denizdeki balığı yosunla beslemeyi Piraye kadar sevdim Tahirli Zühre’mi en çokta memleketimi... İki metrelik avucum yürek kollarımla düşlerimin arasına aldım ruhumla Ufuktaki güneş gömüldü ben gömülmedim Araflarda aradım vatanımı...
Bıraksalar temiz eller sallayacaktı onlardan önce ben vururdum sehpama Ağır gelir naşım dokunmayın ufalanmış kemiklerimi sızlatmayın da Biraz Piraye kokusu, bir avuçta memleket toprağı getirin üzerime Tahir ve Zühre aşkına beni bu Araflarda memleket hasretinde bırakmayın.
Şiirin finali güzeldi üstad, Büyük ustaya vefa borcu gibi yazılan şiir harikaydı Kalemini ve yüreğini kutlarım Saygılar selamlar
Tahir olmak da ayıp değil Zühre olmak da hattâ sevda yüzünden ölmek de ayıp değil, bütün iş Tahirle Zühre olabilmekte yani yürekte.
Meselâ bir barikatta dövüşerek meselâ kuzey kutbunu keşfe giderken meselâ denerken damarlarında bir serumu ölmek ayıp olur mu?
Tahir olmak da ayıp değil Zühre olmak da hattâ sevda yüzünden ölmek de ayıp değil.
Seversin dünyayı doludizgin ama o bunun farkında değildir ayrılmak istemezsin dünyadan ama o senden ayrılacak yani sen elmayı seviyorsun diye elmanın da seni sevmesi şart mı? Yani Tahiri Zühre sevmeseydi artık yahut hiç sevmeseydi Tahir ne kaybederdi Tahirliğinden?
Tahir olmak da ayıp değil Zühre olmak da hattâ sevda yüzünden ölmek de ayıp değil.
Nazım Hikmet Ran
Şiirinizi Nazım Ustanın çok sevdiğim bir şiiri ile selamlamak istedim affınıza sığınarak...Şiiriniz anlam ve anlatım bakımından çok başarılı olmuş.Her geçen gün daha da güçlenen bir kalemle yazıyorsunuz.Vefanızı ve kaleminizi gönülden kutluyor, daha nice şiirler diliyorum...sevgi ve saygımla...
affınıza sığınmak ne söz..ben andım siz taç taktınız onun dizelerini hatırlatarak...güçlendiğim yok o sizin yüreğinizdeki güzel görüşünüz..Onlar yürekleriyle şiir yazanlardı...onları anmak kendi adıma kendim için onur sadece...AKİF..NECİP..NAZIM..AHMET ARİF VE DAHA NİCE CAN'LAR....gerçek unutulmayanlar biz gölgelerinde yürüyeniz....
Sevdiği memelektinde bir çınarı çok gördüler.. Ama unutukları bir şey var..Çınarlar uludur çınarlar zamana,haksızlığa tanıklık ettiler. Şidi her çınar yaprağında Nazımın şiirleri saklanır.. Gün olur türkü,gün olur ağıt söylenir dillerde... Kutladım selamlar
Maktul aşklardan geriye kalan kırık kalemler saplanır sırtıma Tutanaklar tutanaksız siyah yazılarla yazılırdı alnıma Al lekeler dökülürdü beyaza, kara tüller örtülürdü pencerelere Rüzgar ıslığında ölüm kusardı sehbalara,baharlardaki dallara...
Yağlı ilmeklerle,yırtık bir kağıttaki şiir sallanırdı Umut kimi zaman salıncakta kimi zaman beşikte büyürdü takvimsiz Kaynatılırdı kozasından çıkamamış kelebek kazanındaki çığlığında Çekilirdi kazanlardan incesinden beyaz ruhlar, gömleklik gelinlik...
Kozasını delmeyi başaran,kurşun yaralı,kır uzağı kelebek Bebek uykusu gülümseme ilk kanat çırpış maviye Ben ölmedim vuruldum kaynatıldım ayakta durdum çekilmedim Çekilen bir damarlarım birde gelgitindeki deniz oldu...
Unutmadım üç tarafındaki denizdeki balığı yosunla beslemeyi Piraye kadar sevdim Tahirli Zühreı en çokta memleketimi İki metrelik avcum yürek kollarımla düşlerimin arasına aldım ruhumla Ufuktaki güneş gömüldü, ben gömülmedim, araflarda aradım vatanımı...
Bıraksalar temiz eller sallayacaktı,onlardan önce ben vururdum sehbama Ağır gelir naşım dokunmayın, ufalanmış kemiklerimi sızlatmayın da Bari Piraye kokusu bir avuçta memleket toprağı getirin üzerime Tahir ve Zühre aşkına beni bu araflarda memleket hasretinde bırakmayın.... _______________________Yüreğin coşmuş dost kalemin keskin bıçak gibi kükremiş yüreğine sağlık harika bir eser okudum her daim saygımla dost...
Şairin bir şiirini ekledim.
Memleketim
Memleketim, memleketim, memleketim,
ne kasketim kaldı senin ora işi
ne yollarını taşımış ayakkabım,
son mintanım da sırtımda paralandı çoktan,
şile bezindendi.
Sen şimdi yalnız saçımın akında,
enfarktinda yüreğimin,
alnımın çizgilerindesin memleketim,
memleketim,
memleketim…