Delilik monologları / IIIFotoğraflar / Deniz ne kadar hırçın Bir beyaz biri resim Kanattı dudaklarını ay zamanı Mercan dede çalarken radyoda Değil / Yalnızlık anlatılmaz Yalnızlığı anlattığı için bachianas brasileiras Sekiz oktav kanırtı Dalgalar kıyıları Harabeleri rüzgâr Bir resmin gözyaşına tutulur gök Terzi / Göğün kılıfında blues diktim gözlerine Dalga büyüklüğünde Bulut tamamlanınca şehrimizde Ve bizim yüzümüze yağdığında O nehrin koynuna uzanacağız Kara kalem / Sürgüler çekilir insanın göğsüne Havuz su toplayamaz Bach kara kalemini çizerken kaşına Ay Chloe ay ay ay Yağmur yok olmuş ellerin çorak toprak kokusu Bu nehir ne söyler Gece / En güzel gece öper göz kapaklarını Işığı görmeden Her sessizlik kutsaldır mabette Aşk intihar çoğu zaman Biraz ceset kokusu Ve yağmurun gözleri Kederden gülümser Her mırıltı kuzguni şarkı Yankıdır rüzgâra Uzaklara giderken Teşekkür ederim Yağmur / Öyle güzel yağıyordu ki düş ve taşlara Düş sendin, üşüyen Milena ben Bahar gelecek mi / İçimdeki devingenlikti durmadan dönüşen Sonbaharın rahmine düşmüş kış Kelimeler sessiz saçaklarda buz Biliyorum bahar gelecek Sonra güneş Harfler suya düşecek başka bir nehir Her şey yeniden bir başka Ölüm / Tarlalara gidelim Sedir ağaçlarına Sonsuz yıldızların ruhuna Aşk / Ay sonata duruyor Beethoven’in parmaklarında Requiem söylüyor ölüler Orada duralım sükûnetle / Gece ilerleyecek Islanacak kirpik uçları Sessiz Bir sigara ucunda hayalin Kıvrıla kıvrıla Yine uykusuz bölünmüş Büyülü gecenin koynunda taşmak için var olacağım Sonra yok Yeniden var esrik bir an Aşkla Görünmez olacağım nefesinde Al Ver Aysu |
hep deli olmalısın yoksa deliliği böyle güzel okuyamazdık..
yaşasın o müstesna kalabilmiş delilikler...