rigor mortisve ayrıca. hafızanın dip kökünü işleyen o bilinmez açlık… gizler ışığı ve suyun ayağını bağlar. bense havlamalar gibiydim. gövdemi kaldırıp kendimi dansa davet ettim oysa yosun, gölgede duran çağrının elleri ve siyaha kesen o solgun beğeniler. … sunağımı açtım ölçtüler, biçtiler ve yürüyüp gittiler. değilmiş gibi gözümün keskinliği sallamadım yoksunluk artığı o parçalayan rüya, ağzımızın kireç taşları bizi uyarır bir keşif arar bakışlarımız havayı yarar gibi donuk ve yabancıydı. gittim kendime doğru burada doldurdum haz kaplarımı karanlığı var edenler için sapladım hançeri ölüm şarap gibi sessiz burada. nasıl uyuyoruz. |