Dar Hayatın Rengi
titrer kalem yazamaz olur satırları
üşür özlemin siyaha çalan yüzü bir gülüşe ömür verirken can alıp başını gider gönül silmek için hayatta ki çamurları uzakların türküsüydün, gönlüme düşmeden evvel yanık yanık söylerdim özlemini, dilsiz iken sevdam yol oldun acıdan yönümü görmez gözlerime güneş gibi doğdun yüreğime kül olup savrulurken diz çöküp duaya dururken çölüme sahra adın ezber oldu günüme bir tek teline kurban olduğum ıssız, ziyan sensiz vakitler tekin değil olmadığın hiç bir yer kara gözlerin ışık, geceden sabaha bey(az)ın yanına yakışır suretin ben ki ne zalimliklere ak dedim, her sessizliğinde eşin benzerin yok ki bu yalan dünyada susmasın sesin, şiir kokarken tenin varsın şivesi kırık, ezgisi eksik desinler gurbetin, Alamancısı kaç kitap yazar seni, bir bilsen dudak üstü bıyığına geçmişin izi saçının beyazına acılar düşmüş sen ki Erzurum soğuğuna güneş Berfo’ ya evlat Ali’ ye yoldaş bana candaş oldun çığrışsın cümleler kaleminde bir gülüşüne kurban olsun bu can adımı her söyleyişinde düşsün ellerim nasırlı avuçlarına ’’her günüm seninle geçsin, her gün yeni bir renk’’ s.c |
Kutlu/yorum