kanadı yara alınca ölür kuşlarsevilmek kadar kutsaldır özlemek ve ne tuhaftır bir gün unuttum demek ve unutulacağını düşünmek maziden gün çalarak gözlerinin son emanetiydi yüzüme yansıyan vefa ma saldığın son telaşların ağlayamadığım bir ölüm ertesi oyy morfin yemiş nöbeti iliklerken ellerime dudaklarım soğuk dilim boğuk morg güncesi içmişti ilişti göğsüme yaşam ki ille de sustum ille de sus malıydım mecburdum gün ertesi ölüm hecesi yaşam öncesi hesapsız bir sıfırın kalbinde düğümlendim saat kayıttan düşen yüzsüz bir hazine zamana yeminle akrep ve yelkovanı arası zehirlendim düştü elimden can yine de yaşadım ille de yaşamalıydım özlüyor(d)um baharın yüzünde ağlayan güneş çiçeğim yağmuru seviyordu gözlerini güne yumarak ellerinden tuttuğumuz bu ilk mevsim var ya göz kırpıyordu saklanmak için önümüzde bir Mayıs gecesiydi anne sus yuttum yiten aşka oyun başladı içimizde koş geçmişe umudum durma bura da bizi o günde yakala gece saçlarını neden yolar diye düşündüm hep yıldızlar ışıl ışıl koşarken el ele karanlıklara ve tebessümleri yutarken beyaz bir ölüm yıllanmış ayrılık yutardı ellerimizi neden soluğu/n düşerdi sokağıma illa sol yanıma sualsizdim kalbimin taraçası boz bulanık bir nehir gürültüsü yağmur çamur bir dünya kopmuşum boğum boğum karışmış birbirine engin dağlardan eriyen kış ve uzak medeniyetlerden göç eden kuşlar flu göklerin dilsizliğinde sevdiğim bir devrim başlatmışlar nefesimi bulamıyorum anne sevdiceğimi de öyle bahar mı düştü içimize desene yoksa ölmek mi bahtımıza sus söyleme mevsimler doğru konuşmaz bilirsin ya maviler dökülünce üstüme yaşamın telaşında diyorum denizleri bağlayın göz kapaklarıma kirpiklerim yüklensin tüm eylülleri serçelerin gözleri hiç açılmasın bir daha yoksa ağlayacak sabahlar su kabarınca karıncalar dua başında su/s taşıyor aşka bil ki öleceğiz mutlak anne bana yarını sorma bir daha toprak yağıyor başıma göm(mül)düğüm aşk hakkına .. MHD |
oyyh...
Anne diyorsun da dilime binlerce sus mührü sürüp öyle gidiyorsun gönülelimden...
Anne diyorsunda
Anne'm...
...