nayino (3)unuttun mu nayino zeytin gölgesinde uyanan mavi yaralı coğrafyanın vurgun deniziydik hani sere serpe uzanmıştı düşlerimize özgürlük duygu zulası ceplerimizde mülteci bir eylül saklardık güvercin kanatlarına öykünürken kollarımız ayaklarımıza dolanırdı tutsaklığımız ağzına biber sürülmüş çocuklarıydık ezilmiş toprakların falakaya yatırılmış dünlerimize inat ışıklı yoluyduk son kervanın unuttun mu nayino tepeden tırnağa hazirandık çingene kızının kulağında kiraz küpe dudağında şiraz’dık akşam kızıl perdelerini örtüyordu üstümüze gözlerimizde yosunlar sevişirken firari bir kıvılcım yatıyordu göğsümüzde hercai ellerimizde kurumuş gül kokusu martılar dem tutuyordu yitik şarkımıza hüzün nihavent makamında yokluyordu yüzümüzü “belki de ölmeliydik” diyordu şair şiirin en bıçak sırtı imgesinde ikiyüzlü aynaları parçalayıp gömülmeliydik kendi gizimize oysa efsaneler küf tutuyordu zamanın mahzeninde yalancı yıldızlara aldanıyordu leylâ pamuk ipliği sevdalara tutunup asılı kalıyordu mecnun’un har kirpiğine uçurum yüreklerden düşerken son kez bile bile lades diyordu aşk unuttun mu nayino bir koy ağlıyordu unutulmuşluğuna ıslak bir keder çöküyordu uzak iskeleye ay buluta saklıyordu yüzünü ağır ağır çekiyordu gece ağlarını bir an çekiliyordu ömrümüzden ahı tutuyordu kayıp kentin bir deniz kızı vuruyordu kıyıya anadan üryan korkuları bacakları koparılmış kan revan avuçları isyanlarından çözülmüş bir küheylan koşuyordu susturulmuş dağlara doğru yarım bir çığlık kırılıyordu kayalarda yaslanıp yılgın umudumuza öpüyorduk alnından kendi masalımızı “belki de ölmeliydik” diyordu şair şiirin en bıçak sırtı imgesinde nuriye zeybek 01 şubat 2012 – braunschweig |
Harika.